Beklenti Teorisi ve İnsanların Riskli Kararları: Örneklerle Bir İnceleme

Kahneman ve Tversky’nin 1979 yılında ortaya koyduğu “Beklenti Teorisi” (Prospect Theory), insan davranışlarını açıklayan en önemli ekonomik psikoloji kuramlarından biridir. Bu teori, insanların belirsizlik ve risk altında rasyonel olmayan seçimler yapabildiğini ve özellikle kayıpların, eşdeğer kazançlardan psikolojik olarak daha ağır bastığını ileri sürer. Bu yazıda, beklenti teorisinin temel ilkelerini açıklayıp günlük yaşamdan ve ekonomik kararlardan bolca örnekle destekleyerek inceleyeceğiz.

Beklenti Teorisinin Temel İlkeleri

Beklenti teorisi üç temel kavrama dayanır:

  1. Referans Noktası: Bireylerin değerlendirmeleri, mutlak sonuçlar üzerinden değil, belirli bir referans noktasına göre yapılır.
  2. Kayıptan Kaçınma: Kayıpların psikolojik etkisi, aynı miktardaki kazançlardan çok daha fazladır.
  3. Belirsizlik Altında Karar Alma: Bireyler kesin kazancı tercih eder, ancak kayıplarla karşılaştıklarında risk alma eğilimleri artar.

Günlük Yaşamdan Örnekler

1. Finansal Yatırım

Bir yatırımcının portföyünde bulunan hisse senetleri değer kaybetmeye başladığında, yatırımcı genellikle zararını realize etmek yerine hisseleri elinde tutmayı tercih eder. Buradaki temel mantık, zarar etme acısının, potansiyel bir kazançtan elde edilecek keyiften daha ağır basmasıdır. Kayıplardan kaçınma, yatırımcının uzun vadede daha büyük zararlar yaşamasına yol açabilir.

2. Alışveriş ve İndirimler

Bir mağazada %50 indirimli bir ürün gördüğümüzde satın alma eğilimimiz artar çünkü referans noktamız ürünün orijinal fiyatıdır. Diğer taraftan, aynı miktarda bir zamla karşılaştığımızda alışveriş yapmaktan tamamen vazgeçebiliriz. Zarar hissi, kazanç hissinden daha güçlüdür ve tüketici davranışını ciddi şekilde etkiler.

Ekonomik Belirsizlik ve Riskli Seçimler

Beklenti teorisi, ekonomik kriz gibi belirsizlik dönemlerinde özellikle önem kazanır. Örneğin, ekonomik kriz sırasında insanlar güvenli ama düşük getirili yatırımları tercih ederler. Ancak zarar etmeye başladıklarında, kayıplarını kapatmak için daha riskli yatırımlara yönelebilirler.

Örneğin, 2008 finansal krizinde birçok yatırımcı, zararlarını hızla telafi etmek için yüksek riskli varlıklara yatırım yapmaya başladı ve sonuçta daha büyük zararlara uğradı.

Sağlık Kararları ve Risk Algısı

Beklenti teorisi sağlık alanında da karşımıza çıkar. İnsanlar, sağlık açısından riskli davranışları (örneğin sigara içmek gibi) sürdürürken, sağlıklarına zarar veren davranışları sonlandırmanın “kaybını” (örneğin alışkanlıktan doğan konfor kaybı) çok yüksek algılarlar. Bu nedenle, sağlık uzmanlarının bireylere zararları anlatırken kayıplara odaklanmaları (“sigarayı bırakırsan ömrünü uzatırsın” yerine “sigarayı bırakmazsan ömrünü kısaltırsın”) daha etkilidir.

İş Dünyası ve Yönetim Kararları

Şirket yöneticileri genellikle yeni fırsatları değerlendirirken kayıplara odaklanabilir. Örneğin, başarısız bir projeyi sonlandırmak yerine “sunk cost” yani batık maliyet hatasına düşerek projeyi sürdürme eğiliminde olabilirler. Çünkü projeyi sonlandırmak, yöneticilere bir kayıp olarak görünür ve bu psikolojik yükü taşımamak için irrasyonel biçimde devam kararı alabilirler.

Sonuç ve Tavsiyeler

Beklenti teorisi, insanların kayıplara verdikleri aşırı duyarlılık nedeniyle sıkça rasyonel olmayan kararlar aldıklarını ortaya koymaktadır. Bu eğilimi fark etmek ve karar süreçlerimizi daha objektif hale getirmek, finansal, sağlık ve iş hayatındaki seçimlerimizi daha sağlıklı kılabilir.

Farkındalık, kayıplardan kaçınma eğilimimizi azaltabilir ve daha rasyonel ve faydalı kararlar almamıza yardımcı olabilir.