Kategori: Romanlar

Morenga – Uwe Timm

1904 yılında Almanya?nın Güneybatı Afrika?daki sömürgesinde, işgalci Almanlar ile yerli Herero ve Hotantolar arasında kıyasıya bir savaş başlar. Ön saflarda, halkının özgürlüğü için savaşan eski bir maden işçisi vardır: Jakob Morenga. Uwe Timm, savaşın simge ismi Morenga?ya ve onun temsil ettiği onurlu, Almanlara göre ?isyancı? Afrika insanına saygı duruşu niteliğinde

OKUMAK İÇİN TIKLA

Amcanın Düşü – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski

“Yazar olarak pek çok kusurum olduğunu biliyorum. Çünkü öncelikle ben kendim, hiç hoşnut değilim kendimden. Kendi kendimi tarttığım bazı anlarda, çoğu kez, sözcüğün tam anlamıyla, anlatmak istediğimin ancak yirmide birini anlattığını, belki de hiç anlatamadığımı gördüğüme inanmalısınız. Beni kurtaran şey, Tanrının bir gün bana o kadar güç ve esin göndereceği

OKUMAK İÇİN TIKLA

Müşterek Dostumuz – Charles Dickens

Charles Dickens?ın toplumsal eleştiri boyutuyla önemli eserlerinden olan ?Müşterek Dostumuz? (Our Mutual Friend), dönemin kapitalizminin başkenti Londra?da sınıflar arasındaki büyük uçurumu hikâye ediyor. Thames Nehri?nde düşen cesetleri toplama işi yapan bir ailenin sıradan bir günüyle başlayan roman, buradan zengin bir ailenin evindeki gösterişli bir yemekte yaşananlara uzanır. Dickens, romanı boyunca

OKUMAK İÇİN TIKLA

Silahlara Veda – Ernest Hemingway

Ernest Hemingway için savaş, çok önemli bir konudur. Hemingway savaşı; yaşayarak yazar romanlarında, öykülerinde; savaşın, o, inanılması güç öldürücü koşullarını okuyucusuna da yaşatır. Savaşın insanlar üzerindeki yozlaştırıcı etkisi, ordunun çözülüşü, umut ve umutsuzluk, acı ve sevinç, hiç bir yapıtta böylesine yalın bir sarsıcılıkla anlatılmamıştır. Silahlara Veda (A Farewell to Arms),

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir Delinin Anıları – Gustave Flaubert

( * ) 1821-1880 yılları arasında yaşamış Gustave Flaubert, ?Ben bugünün okuru için değil, dil yaşadığı sürece ortaya çıkabilecek tüm okurlar için yazıyorum? demiştir. Nasılsa bir önsezi, bir içgörü; bilmiş olacak… Zira bugün de Fransız edebiyatının şüphesiz en büyüklerindendir Mösyö. Zaman ve tarih, hiçbir zaman yanılmıyor. Yaşadığı dönemde eserleri beğenilmemiş,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yaşar Kemal´in ilk romanı Hüyükteki Nar Ağacı – Süleyman Deveci

Yaşar Kemal bir yazısında bu ilk romanını Ocak 1951´de yazdığını ifade eder, oysa roman 1982 de ilk baskısını yapar. Yazarın İstanbul´a gelmeden önce yazdığı, bir ara kaybedip sonra annesinin vefatından sonra sandığında bulunan ve son sayfaları yeniden yazılan, kısa bir romanı. Olay traktörün 1950´li yıllarda Çukurova´ya girmesiyle günlük yaşamı altüst

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gülünün Solduğu Akşam – Erdal Öz “Yarına kalmalı. Unutulmamalıyız”

Gülünün Solduğu Akşam yazar Erdal Öz’ün 1986 yayınlanan anı-roman türündeki eseridir. Aslında eser, tam anlamıyla roman sayılmaz. Anıların, kurgusal ve gerçekçi öykülerin, mektupların ve günlüklerin birleşiminden oluşan türler arası bir eserdir. Adını Turgut Uyar’ın dizelerinden alır. Bu dizeler kitabın girişinde de verilmiştir. ?Herkes ne zaman ölür / elbet gülünün solduğu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Cemo – Kemal Bilbaşar

Cumhuriyet’in ilk yılları. Doğu Anadolu’nun yaman coğrafyasında yaşayan bir kadın. Kömür gözleri ocak alevi gibi yanan, çatıldığında bir hançere dönüşen kaslarıyla yürekler yakan Cemo. Nuh dedi mi Peygamber demeyen, halkına da, kendi hayatına da dişiyle, tırnağıyla sahip çıkan yiğit bir kadın. Kemal Bilbaşar, destansı romanı Cemo’da ağalık düzenini, aşiret törelerini,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ölümü Gözlerinden Gördüm – Haşim Hüsrevşahi

( * ) 2009 yılının soğuk bir kış günü Tebriz kentinde başlayıp aynı gün aynı yerde sonlanan Ölümü Gözlerinden Gördüm romanında Azerbeycan halkının/insanının yüz yıllık çilesini anlatmış Haşim Hüşrevşahi… Orta halli insanların yaşadığı sakin bir semtte, ortak avlusu ucuz çiçekler, cılız ağaçlarla süslenmiş sitelerden birinin giriş katındayız. Burası Yusuf?un evi;

OKUMAK İÇİN TIKLA

İlk gerçekçi romanımız Samipaşazade Sezai´nin Sergüzeşt´i – Süleyman Deveci

Yerli romanda batıdan gelen gerçekçiliğe romantizmden geçiş ürünlerinden sayılan Sergüzeşt Tanzimat edebiyatının meşhur yazarlarından Samipaşazade Sezai´nin en önemli ürünlerinden biridir. Masum ve malum bilinen aşklardan biridir öykü, ailesinden ve normal yaşamından Kafkasya´da bir gemi seyahati esnasında zorla koparılıp esir alınan 8-9 yaşlarındaki kız çocuğunun, kölelik hayatı yaşamaya mecbur bırakılan bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Eskici ve Oğulları – Orhan Kemal

Anadolu insanını en yalın haliyle edebiyata aktaran ve bu insanların kültürel oluşumları ve yaşam biçimlerine dikkat çeken, aydınlık ve toplumcu gerçeğin büyük romancısı Orhan Kemal; romanlarında, emeği ile geçinen, ırgatlık yaparak hayatı öğrenen, dar gelirli, kendine has bir kültür edinen ortalama insanın yaşam öykülerini sade bir dil ve gerçeğe yakın

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sonuncu – Tahsin Yücel

( * ) “Sonuncu” adlı bu romanında Tahsin Yücel, hayatını tek bir kitap yazmaya adayan, yazdığıyla da insanoğlunun serüvenini anlatmaya çalışan, yalnız kendinin yazabileceği, koca bir çınar gibi, göğe doğru gelişen, böylece yaşamın tam odağına yerleşen bir kitap hayaline koyulan Selami Harici’nin hikayesini anlatıyor. Büyük dedesi Osmanlı’nın son hariciyecilerinden olan,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Oliver Twist – Charles Dickens “Zenginlerin ikiyüzlülüğünü ve yoksulluğun insan ruhunda açtığı derin yaraları anlatan roman”

19. yüzyıl İngiliz edebiyatının en büyük romancısı olarak kabul edilen Charles Dickens, ilk yapıtı Bay Pickwick?in Serüvenleri?nin ardından yayınladığı Oliver Twist?te, dönemin Londra yaşamından yola çıkarak keskin bir toplumsal eleştiriye yönelir. Zenginlerin ikiyüzlülüğünü ve yoksulluğun insan ruhunda açtığı derin yaraları son derece etkileyici bir üslupla betimleyen Oliver Twist, hem bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Üçleme: Molloy / Malone Ölüyor / Adlandırılamayan – Samuel Beckett

Samuel Beckett’in en önemli yapıtları olarak görülen her üç romanda da tek bir kişinin çeşitlemeleri denebilecek anti kahramanlar, bedensel yetilerini yitirirken, varoluşlarını yalnızca ussal düzlemde duyumsar ve sözün içinde yaşamaya başlarlar… Molloy, koltuk değnekleriyle kent dışında bir çukurun dibinde fiziksel çöküşünün tamamlanmasını beklerken modern insanın metafizik serüvenini dile geritir: ‘Çürümek

OKUMAK İÇİN TIKLA

Namık Kemal ?in İntibah romanına dair ? Süleyman Deveci

1876 yılında Namık Kemal´in Kıbrıs´ta edebiyatta en verimli yıllarında sürgünde iken yazdığı İntibah, diğer adıyla Sergüzeşt-i Ali Bey yada Son Pişmanlık yazarın edebiyatımızda gördüğü roman eksikliğini giderme hevesiyle kalemini oynattığı ciddi ve kalıcı bir eserdir. Kırık bir aşk öyküsüdür aslında yazarın özünde şairce aktardıkları, o yılların koşulları, dünyası, ilişkileri ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Uğultulu Tepeler – Emily Bronte

Uğultulu Tepeler veya özgün adıyla Wuthering Heights, Emily Brontë’nin tek romanı. İlk kez 1847 yılında Ellis Bell mahlası ile yayımlanmıştır. Emily vefat ettikten sonra kız kardeşi Charlotte eseri yayıma hazırlayıp, Emily’nin gerçek ismi ile eserin ikinci bir baskısını yayımlamıştır. Eserin ismi konu aldığı hikâyenin merkezî figürlerinden olan bir malikâneden gelmektedir.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nihilist / Reddedilenlerin Risaleleri – Hikmet Temel Akarsu

Hikmet Temel Akarsu, kaybedenlerin hikâyelerini yazmanın bir kazanç olmadığını en iyi bilenlerden biri. Çünkü kaybetmek fikri, her ne kadar kendine özgü bir çekim alanı oluştursa da, okurda, “aman evlerden uzak” diyerek, kulak memesini çekip tahtaya vurma refleksi oluşturacak potansiyeli de barındırıyor içinde. Beat kuşağının gönüllü reddiyesinin ardından esen rüzgâr, sistemle

OKUMAK İÇİN TIKLA

Üç Kuruşluk Roman – Bertolt Brecht

Bertolt Brecht, 20.yüzyıl Alman edebiyatının en büyük şair, yazar, tiyatrocu ve kuramcılarının en önemlisidir. Düzen çarklarındaki çürük tahtaları ince bir alayla sergileyen Brecht, çağımız tiyatro sanatına büyük yenilikler getirmiş bir kuramcı olduğu kadar güçlü bir yazar ve şairdir. Nazi döneminde ülkesinden kaçmış, Avusturya, Danimarka, İsveç, Finlandiya, Sovyetler Birliği, ABD ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Direniş – Jack London

Jack London, toprakları elinden alınan, yersiz yurtsuz bırakılarak bir adaya sürülmek istenen insanların acı öyküsünü anlatıyor Direniş’te. Cüzzamlı insanlardır bunlar… Cüzzama yakalanmak ise bir suçtur!.. ‘Suçlular’ın üzerine topla, tüfekle saldırıya geçiliyor… Yediden yetmişe büyük bir kararlılıkla direniyor cüzzamlı halk. Ama sonunda hepsi teslim olmak zorunda kalıyor. İçlerinde yalnızca bir kişi,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gökkuşağının Çocukları – Moris Farhi

(*) Herkes Auschwitz?de 1,5 milyon Yahudi?nin öldürüldüğünü bilir, ama çok az insan aynı ölüm kamplarında 500 bin Çingene?nin de katledildiğinden haberdardır. Zaten sokaklarda kalay yapan, sepet ören, çocuklarını dilendiren Çingeneler?in ölüyor ya da yaşıyor olmasıyla kim ilgilenir ki? Ama onların başlarına gelen en dramatik soykırım hikayesi ne yazık ki Auschwitz?de

OKUMAK İÇİN TIKLA