Jungiyen Psikolojide İmgelem Gücü ile Psişik Güven Duygusu
Jungiyen psikolojide imgelem gücü ile psişik güven duygusu arasındaki derin ilişkiyi vardır.
🔹 1. İmge Oluşturmak = Yaratıcı Ruhsal Bir Eylem
Plaut burada imgelemeyi yalnızca zihinsel bir oyun ya da rüya görme olarak tanımlamaz. O, imgeyi:
“Yeni kalıplar içinde bir araya getirerek yapıcı bir biçimde kullanma kapasitesi” olarak tanımlar.
Bu, Jung’un aktif imgeleme anlayışıyla örtüşür:
- Kişi sadece imgeleri görmez, onlarla çalışır.
- Onları dönüştürür, içsel çatışmalarına anlam katar, yeni bütünlükler oluşturur.
Bu tür yaratıcı süreçler, rastlantısal değil, belirli bir psişik olgunluk ve içsel zemin gerektirir.
🔹 2. Neden Güven? Çünkü İmge Tehlikeli Olabilir
Plaut’un sözündeki en dikkat çekici ifade:
“Bu kapasite… bireyin güvenme yeteneğine bağlıdır.”
Buradaki “güven”, şu iki düzeyi kapsar:
a) Kendi iç dünyasına güvenmek
- İmgeyi bastırmak ya da inkâr etmek yerine onu kabullenmek
- Gelen imgelerin bizi parçalamayacağına, aksine bütünleştireceğine inanmak
b) İlişki alanına güvenmek
- Terapi, sanat ya da manevi bir çerçevede imgeleri tutacak bir alan olması
- Kişinin, imgelerle temas ettikten sonra dağılmayacağına inanması
Bu güvensizlik varsa:
- Kişi rüyalarını hatırlamak istemez.
- Fanteziler yıkıcı hâle gelir (borderline ya da psikotik savunmalar).
- İmge yerine takıntı, tekrar ve kaçınma devreye girer.
🔹 3. Rüya ve Fantezi ile Yapıcı İmge Arasındaki Fark
Plaut rüya ve fantezinin ham ve biçimlendirilmemiş olduğunu vurgular. Yani:
| Tür | Tanım | Kullanım Biçimi |
|---|---|---|
| Rüya | Bilinçdışının kendiliğinden üretimidir | Kendi haline bırakılırsa çözümlenmemiş kalır |
| Fantezi | Bilinçli ya da bilinçdışı kaçış ya da telafi üretimleridir | Savunma olarak kullanılabilir |
| Yapıcı İmge | Dönüştürülmüş, içselleştirilmiş, yaratıcı anlam taşıyan imge | Bireyleşmeyi destekler |
Yani yapıcı imge, ruhsal ham maddenin (prima materia) içsel çalışmayla bilinçte yapılandırılmasıdır. Bu da güven olmadan mümkün değildir.
🔹 4. Jungiyen Perspektifte: İmgeye Güven = Kendiliğe Güven
Plaut’un vurguladığı “güven” sadece bir ruh halinden ibaret değildir. Bu, kendiliğe ve dönüşüm kapasitesine duyulan varoluşsal bir güvendir:
“Bu görüntü benden doğdu. Ondan korkmuyorum. Onu anlayabilir, taşıyabilir, dönüştürebilirim.”
Bu güven varsa:
- Anlam verilemeyen imgeler bile sembolik olarak çalışılabilir.
- Kaos, düzenin başlangıcı hâline gelir.
- Fantezi, yaratıcı üretime (sanat, yazı, terapi) evrilir.
🔚 SONUÇ
Fred Plaut’un bu kısa ama yoğun cümlesi şunu söyler:
🗝️ İmge oluşturmak herkesin kapasitesidir. Ama o imgeleri anlamlı yapılar hâlinde birleştirmek, dönüştürmek ve yaratıcı biçimde yaşama entegre etmek — bu, ruhsal güven olmadan yapılamaz.
Bu söz, hem terapistin hem bireyin şu farkındalığı taşımasını ister:
İmgeyi görmek değil, ona dayanmak ve onu dönüştürmek bireyleşmenin kapısını açar.


