Kronik Yorgunluk mu, Depresyon mu? Türkiye’de Yanlış Yorumlanan Ruh Sağlığı Belirtileri

Türkiye’de milyonlarca kişi, yaşadığı psikolojik belirtileri yanlış yorumluyor. Bitmeyen yorgunluk, isteksizlik ve konsantrasyon kaybı çoğu zaman “yoğun iş temposu” ya da “yaşam tarzı” olarak görülüyor. Oysa uzmanlara göre bu belirtiler, depresyon ve kaygı bozukluğunun habercisi olabilir.

Modern yaşamın getirdiği hızlı tempo, ekonomik kaygılar ve iş hayatındaki baskılar, bireylerde sürekli bir yorgunluk hali yaratıyor. Ancak Türkiye’de birçok kişi, yaşadığı bu durumu yalnızca “çok çalışmanın sonucu” olarak değerlendiriyor. Oysa klinik psikologlara göre kronik yorgunluk, iştah ve uyku düzensizlikleri, konsantrasyon kaybı ve motivasyon düşüklüğü, depresyon veya anksiyete bozukluğunun en sık rastlanan belirtileri arasında.

Yanlış yorumlanan bu sinyaller, bireylerin yardım almasını geciktiriyor. Çoğu kişi, sorunu görmezden gelerek yaşamına devam ediyor ya da kendini “tembel”, “isteksiz” olarak tanımlıyor. Bu durum ise hem kişisel yaşam kalitesini düşürüyor hem de iş performansından aile ilişkilerine kadar geniş bir alanda olumsuz etki yaratıyor.

Uzmanlar, farkındalık eksikliğinin psikolojik sorunların kronikleşmesine yol açtığını belirtiyor. Erken dönemde alınacak destek, sorunların çok daha kısa sürede çözülmesini sağlayabiliyor. Bununla birlikte toplumda ruh sağlığı üzerine konuşmanın hâlâ tabu olması, bireylerin yaşadıkları zorlukları paylaşmasını güçleştiriyor.

Uzman Klinik Psikolog Emre Gökçeoğlu, psikologları ve danışanlarını buluşturan 1001terapist.com platformunun kurucusu. Psikolog Gökçeoğlu, konuya ilişkin “Bize başvuran danışanların büyük bir kısmı, yıllardır yaşadığı belirtilerin aslında psikolojik bir soruna işaret ettiğini yeni fark ediyor. Bitmeyen yorgunluk, uykusuzluk ya da sürekli kaygı hâli, sadece günlük stresle açıklanamaz. Bu sinyalleri görmezden gelmek, hayatı giderek daha zor hâle getiriyor.” ifadelerini kullandı.