Peçorin ve Bazarov yolda karşılaşsalar ne konuşurlar?

Peçorin ve Bazarov, Rus edebiyatının iki önemli karakteridir ve farklı dönemlerde yazılmış eserlerde yer alırlar. Peçorin, Mihail Lermontov’un Zamanımızın Bir Kahramanı (1840) adlı romanının kahramanıyken, Bazarov, İvan Turgenyev’in Babalar ve Oğullar (1862) adlı romanının baş karakteridir. Her iki karakter de dönemlerinin toplumsal ve felsefi sorunlarını yansıtan, “lüzumsuz adam” ve “nihilist” arketiplerini temsil eder.

Eğer Peçorin ve Bazarov yolda karşılaşsalardı, muhtemelen felsefi, toplumsal ve varoluşsal konular üzerine derin bir tartışmaya girerlerdi. İşte olası bir diyalog:


Peçorin: (soğuk ve alaycı bir tavırla) Demek siz de bu boş dünyada amaçsızca dolaşan birisiniz. Nihilist olduğunuzu duydum. Her şeyi reddediyorsunuz, öyle mi?

Bazarov: (dik başlı ve meydan okuyan bir ifadeyle) Evet, her şeyi. İnançlar, gelenekler, duygular… Hepsi boş. Gerçek olan yalnızca bilim ve maddi dünyadır. Siz ise, sanırım, romantik bir melankoli içinde debelenip duruyorsunuz.

Peçorin: (hafif bir gülümsemeyle) Melankoli mi? Belki de. Ama en azından hayatın anlamsızlığını kabul ediyorum. Siz ise bilimle her şeyi çözeceğinizi sanıyorsunuz. Ne kadar naif.

Bazarov: (keskin bir tonla) Naif olan sizsiniz. Duygularınızla hareket edip hiçbir şey yapmadan şikayet ediyorsunuz. Ben en azından bir şeyleri değiştirmek için çabalıyorum.

Peçorin: (omuz silker) Değiştirmek? Neyi? İnsan doğasını mı? Boşuna çaba. İnsan hep aynı kalacak: bencil, tutarsız ve anlamsız.

Bazarov: (sert bir ifadeyle) İnsan doğası değişebilir. Toplum değişebilir. Ama sizin gibi karamsarlar bunu asla anlamayacak.

Peçorin: (alaycı bir gülümsemeyle) Belki de haklısınız. Ama ben en azından kendimi kandırmıyorum. Siz ise bilimin sizi kurtaracağını düşünüyorsunuz. Ne kadar komik.

Bazarov: (öfkeli) Komik olan sizin gibi insanların hiçbir şey yapmadan oturup her şeyi eleştirmesi. Eylemsizlik, sizin gibi insanların kaderi.

Peçorin: (sakin) Belki de. Ama eylemleriniz de bir gün size anlamsız gelecek. O zaman benim gibi düşüneceksiniz.

Bazarov: (kesin bir ifadeyle) Asla. Ben boş hayaller peşinde koşmuyorum. Siz ise hala romantik bir hayalperestsiniz.

Peçorin: (hafifçe gülerek) Belki de. Ama en azından hayalperest olmanın keyfini çıkarıyorum. Siz ise kuru gerçeklerle yetiniyorsunuz. Ne kadar sıkıcı.


Bu diyalog, iki karakterin felsefi duruşlarını ve birbirlerine karşı tutumlarını yansıtır. Peçorin, varoluşsal bir bıkkınlık ve alaycılık içindeyken, Bazarov daha aktif ve değişim yanlısı bir tutum sergiler. Ancak ikisi de toplumun ve insan doğasının sorunlarına karşı derin bir eleştirel bakışa sahiptir.