Robert Musil: “bir şey aptalca olabilir, ancak olmak zorunda değildir”

Bayanlar ve baylar! Gündelik yaşamın yargıları ve antropolojisi, çoğunlukla hedefi tutturur görünse de ıskaladığına da çokça rastlanır. Onlar herhangi bir haklı öğretinin hatırına ortaya çıkmadılar; onlar gerçekte kabullenmenin ve kendini savunmanın zihinsel işaretlerini temsil ederler.

Sonuç olarak bu örnek bize kısaca şunu öğretir; bir şey aptalca olabilir, ancak olmak zorunda değildir; ayrıca bir şeyin anlamı, meydana geldiği şartların bağlamıyla birlikte değişir ve aptallık başka şeylerle iç içe geçmiş, örülmüştür, üstelik elimizde düğümü tek çekişte çözmeye yarayan bir ip de yoktur.

Hatta deha ve aptallık çözülemez şekilde birbirine bağlıdır; çok konuşmak ve kendinden çok fazla bahsetmek suçlarını işleyenlerin aptal olarak yaftalanma gibi bir cezayla tehdit edilmelerine karşı insanlık, yazarlar aracılığıyla benzersiz bir yol bularak bu yasağın önüne geçmiştir. Yazar insanlık namına konuşarak, tadı güzeldi, gibi bir ifade kullanabilir ya da güneş gökyüzünde duruyor, diyebilir; o ruhunu çırılçıplak ortaya serebilir, boşboğazlık edip sır- ları ifşa edebilir, itiraflarda bulunabilir, şahsi meselelerinden uluorta bahsedebilir (en azından birçoğu bunda ısrarcıdır!); görünen o ki insanlık, normalde yasak olan şeye karşı, kendine istisnai bir durum yaratır.

Bu şekilde insanoğlu kendisi hakkında aralıksız konuşur ve yazarın yardımıyla, insanlık için herhangi bir ilerleme ya ya da entelektüel gelişme kaydetmek sizin, sadece koşulların değiştiği aynı hikâyeleri ve deneyimleri milyonlarca kez ezberden sayıp döker:

Peki sonuç olarak, insanlığın edebiyatını bu şekilde kullanmasının ve buna herkes tarafından ayak uydurulmasının altında yatanın da aptallık olduğu söylenemez mi? Kanaatimce, bu hiç de ihtimal dışı görünmüyor!
(s.50-51-52)

Robert Musil
Aptallık Üzerine
Sel Yayınları