SPİNOZA: Servet, itibar ve ihtiras.
“… hayatta en çok karşılaştığımız ve insanların çabalamalarından da anladığımız kadarıyla, bizim açımızdan mutlak iyi olarak görülen şeyler üç başlık altında toplanıyor:
servet, itibar ve ihtiras.
Bu üçü zihni öyle çeliyor ki, başka hiç iyi bir şey düşünemiyor. Mesela ihtiras; ruh öyle bir esir düşüyor ki buna, iyi bir şey bulmuş da sükûna ermiş gibi başka bir şey düşünemez hale geliyor. Ama hazzına vardığı anda da, peşi sıra gelen büyük bir hüzne garkoluyor. Hüzün, zihni esir almıyor belki, yine de darmaduman ediyor, sersemletiyor.
İtibar ve servet peşinde koştururken de öyle az buz dağılmıyor zihin, hele bir de bunları başlı başına amaç edinmişse kendine; çünkü o zaman bunların mutlak iyi olduğunu sanıyor.
İtibar, zihni en fazla karıştıran şey; çünkü zihin bunu hep kendiliğinden iyi bir şeymiş gibi görüyor; yani her şeyin kendisine yöneldiği nihai bir amaçmış gibi.
Ayrıca itibar ve servette, ihtirasta olduğu gibi bir pişmanlık söz konusu olmuyor. Aksine bu ikisine sahip oldukça, sevincimiz katlanarak büyüyor, büyüdükçe de bu ikisini artırmaya gitgide daha fazla hevesleniyoruz. Ama bir vesileyle hüsrana uğradığımız anda da, müthiş bir hüzne kapılıyoruz.
İtibarın büyük bir sakıncası daha var, o da hayatımızı insanların algısına göre yaşamak zorunda oluşumuz; yani insanların hep kaçtığı şeylerden kaçarak, hep istediği şeyleri isteyerek.”
(S.20)
Spinoza
#Spinoza
Aklın Islahı Üzerine Bir İnceleme
Alfa Yayınları


