Etiket: evrimsel psikoloji

Hume’un Etik Duyguculuğundan Modern Ahlaki Psikolojinin Çoklu Pespektifine

Hume’un Etik Duyguculuğunun Temel İlkeleri Hume’un etik teorisi, ahlaki yargıların akıldan ziyade duygulara dayandığını öne sürer. Ona göre, ahlaki değerlendirmeler, bireyin içsel duygusal tepkilerinden kaynaklanır ve bu tepkiler, evrensel bir insan doğasına dayanır. Hume, ahlaki yargıların nesnel bir gerçeklikten ziyade, bireyin başkalarının eylemlerine yönelik hissettiği beğeni veya rahatsızlık gibi duygusal

OKUMAK İÇİN TIKLA

Spinoza’nın Duygu Anlayışının Modern Nörobilimle Kesişimi

Duygu Kavramının Spinoza’daki Temelleri Spinoza, Etika’da duyguları, bireyin bedensel ve zihinsel durumundaki değişiklikler olarak tanımlar. Ona göre, affectus, bireyin çevresiyle etkileşiminden doğan ve onun eyleme geçme kapasitesini etkileyen bir durumdur. Üç temel duygu türü olan arzu (cupiditas), neşe (laetitia) ve keder (tristitia), tüm diğer duyguların kökenini oluşturur. Spinoza’nın bu yaklaşımı,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Evrimsel Psikoloji ve Pozitif Psikolojinin İnsan Motivasyonuna Yaklaşımları

Hayatta Kalma Odaklı Motivasyon Mekanizmaları Evrimsel psikoloji, insan davranışını ve motivasyonunu, türün hayatta kalması ve genetik mirasının devamı için geliştirilmiş adaptasyonlar üzerinden açıklar. Motivasyon, doğal seçilim yoluyla şekillenmiş biyolojik mekanizmalara dayanır. Örneğin, açlık, susuzluk veya tehlike algısı gibi temel ihtiyaçlar, bireyi hayatta kalmaya yönelten güçlü dürtüler oluşturur. Cinsel seçilim ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Jung’un Arketipler ve Evrimsel Psikolojinin Modüler Zihin Teorisi: İnsan Zihninin Evrensel Yapılarının Karşılaştırmalı Analizi

Kolektif Bilinçdışının Evrensel Kalıpları Jung’un arketipler teorisi, insan zihninin evrensel yapılarını kolektif bilinçdışı kavramıyla açıklar. Bu teori, insanlığın ortak deneyimlerinden türeyen, doğuştan gelen sembolik kalıpların varlığını savunur. Arketipler, bireylerin bilinçli farkındalığından bağımsız olarak, mitler, rüyalar ve kültürel anlatılar aracılığıyla kendini gösterir. Örneğin, kahraman veya bilge figürleri, farklı kültürlerde benzer biçimlerde

OKUMAK İÇİN TIKLA

İnsan Doğasının Çöküşü: José Saramago’nun Körlük Romanında Toplumsal ve Bireysel Yozlaşma

Toplumsal Düzenin Kırılganlığı Saramago, Körlük’te, ani bir körlük salgınının toplumun temel yapılarını nasıl yerle bir ettiğini çarpıcı bir şekilde tasvir eder. Romanın başında, bir şehirde aniden ortaya çıkan “beyaz körlük” salgını, bireylerin görme yetisini kaybetmesiyle toplumsal düzenin hızla çökmesine yol açar. İnsanlar, günlük yaşamın temel unsurları—ulaşım, iletişim, güvenlik—çöktükçe kaosa sürüklenir.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bebek Ağlamalarına Yanıt Vermek Doğru mudur?

Bebek ağlamalarına yanıt verme, ebeveynlik pratiklerinin temel taşlarından biri olup, biyolojik, psikolojik, sosyokültürel ve evrimsel unsurların kesişim noktasında yer alır. Bu metin, bebek ağlamalarına hızlı ve şefkatli bir şekilde yanıt vermenin mi, yoksa ağlamayı bir süre görmezden gelmenin mi daha uygun olduğu sorusunu, farklı disiplinlerin perspektiflerinden ele alarak inceler. Konu,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yetişkin Bağlanma Stilleri ve Beyin Kimyası: Aşkın Nörobiyolojik Temelleri

Bağlanma Stillerinin Nörobiyolojik Kökenleri Yetişkin bağlanma stilleri—güvenli, kaygılı ve kaçıngan—insan ilişkilerindeki duygusal dinamikleri şekillendiren temel psikolojik yapılar olarak tanımlanır. Bu stiller, erken çocukluk döneminde bakım verenlerle kurulan ilişkilerden köken alır ve yetişkinlikte romantik ilişkilerde belirginleşir. Nörobiyolojik açıdan, bağlanma stilleri, beyindeki ödül, stres ve sosyal bağ sistemleriyle ilişkilidir. Oksitosin, dopamin ve

OKUMAK İÇİN TIKLA