Etiket: #hakkaridebirmevsim

Zebercet’in Yalnızlığı ve Varoluşsal Çıkmaz: Anayurt Oteli’nde Sartre’ın Bulantısıyla Kesişen Bir İnsanlık Halimde

Yusuf Atılgan’ın Anayurt Oteli, Zebercet karakteri üzerinden insan varoluşunun en çıplak, en rahatsız edici sorularını ortaya serer. Zebercet’in yalnızlığı, yalnızca fiziksel bir tecrit değil, aynı zamanda varoluşsal bir bulantının, Sartre’ın Bulantı eserinde kristalleşen o derin anlamsızlık hissinin cisimleşmiş halidir. Otel, bu bağlamda, Zebercet’in zihninin bir yansıması olarak bireysel bir hapishane

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yabancılaşmanın Çöldeki Yüzü: Hakkâri’de Bir Mevsim ve Yabancı Üzerine Bir Karşılaştırma

Ferit Edgü’nün Hakkâri’de Bir Mevsim’i ile Albert Camus’nün Yabancı’sı, insan varoluşunun kıyılarında gezinen iki eserdir. Her ikisi de bireyin kendi benliğiyle, toplumla ve evrenle yüzleşme serüvenini, farklı coğrafyalarda ve bağlamlarda ele alır. Hakkâri’de Bir Mevsim’deki adsız anlatıcı, uzak bir köyde sürgünlüğün ve yabancılığın ağır yükü altında ezilirken, Camus’nün Meursault’su absürt

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yalnızlığın Ötekiyle Sınavı: Hakkâri’de Bir Mevsim ve Buber’in Ben-Sen İlişkisi

Ferit Edgü’nün Hakkâri’de Bir Mevsim adlı eserinde öğretmenin yalnızlığı, Martin Buber’in “ben-sen” ilişkisi felsefesiyle kesişen derin bir varoluşsal sorgulamaya açılır. Öğretmenin ıssız bir coğrafyada, insan ilişkilerinin sınırlarında gezinen deneyimi, bireyin ötekiyle bağ kurma arzusunun hem trajedisini hem de imkânsız bir arayışın anlamını sorgular. Bu metin, öğretmenin yalnızlığını Buber’in felsefesi üzerinden

OKUMAK İÇİN TIKLA