Etiket: #sosyalmdeya

Dijital Sömürgecilik ve TikTok’un Gelişmekte Olan Ülkelerdeki Veri Toplama Etkileri

TikTok’un veri toplama politikalarının gelişmekte olan ülkelerdeki etkileri, dijital sömürgecilik kavramı üzerinden çok katmanlı bir şekilde değerlendirilebilir. Bu metin, konuyu bilimsel bir yaklaşımla, derinlemesine ve geniş kapsamlı bir şekilde ele alıyor. TikTok’un veri pratikleri, bireylerin özerkliği, toplumsal yapılar, ekonomik dinamikler ve küresel güç ilişkileri üzerindeki etkileri bağlamında inceleniyor. Aşağıdaki paragraflar,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Mağaranın Yeni Işığı: Sosyal Medya Algoritmaları ve Platon’un Gerçeklik Arayışı

Platon’un mağara alegorisi, insan algısının sınırlarını ve gerçeklik arayışını sorgulayan zamansız bir düşünce deneyi olarak, günümüz sosyal medya çağında yeni anlam katmanlarıyla yankılanıyor. Mağara, bir yanılsama dünyası olarak, algoritmaların şekillendirdiği dijital gerçekliklerle örtüşüyor mu? Bu metin, sosyal medya algoritmalarının bireylerin dünya algısını nasıl kurguladığını, Platon’un alegorisindeki esaret ve özgürlük temalarını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dijital Çağda Duygusal Bağların Geleceği

İnsan Doğasının Dijital Yüzü Dijital çağ, insan deneyiminin temel taşlarını yeniden şekillendiriyor. Dokunsal geri bildirim, yani fiziksel temasın sağladığı anlık, somut his, insanlığın duygusal bağ kurma biçiminde tarih boyunca kritik bir rol oynadı. Elbette, bir el sıkışmanın sıcaklığı, bir omuz dokunuşunun güveni ya da bir kucaklamanın tesellisi, sözcüklerin ötesinde bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kendilik Aynasında Yansımalar: Narcissus, Selfie Kültürü ve Kahlo’nun Otoportreleri

Narcissus’un su birikintisindeki yansımasına âşık oluşu, selfie kültürünün dijital ekranlardaki yansımaları ve Frida Kahlo’nun otoportrelerindeki içsel sorgulamalar, insanlığın kendilik algısını farklı zamanlarda ve bağlamlarda ele alan derin bir anlatı zincirinin halkalarıdır. Bu üç olgu, bireyin kendini tanıma, temsil etme ve topluma sunma arzusunu yansıtırken, aynı zamanda bireysel ve kolektif kimliklerin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Narcissus’un Dijital Yüzü

Kendi Görüntüsüne Âşık Olmak Narcissus, mitolojide kendi yansımasına tutulan ve bu tutkuyla yok olan bir figür. Bugün, Instagram’da selfie çeken birey, bu eski hikâyenin modern bir yorumcusu mu? Freud’un narsisizm kavramı, kişinin kendi benliğine yönelik libidinal yatırımını tanımlar; bu, öz-sevgiyle başlar, ancak patolojik bir hal aldığında öz-yıkıma yol açabilir. Selfie,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Teknolojik Tekillik ve İnsan Özgürlüğü Üzerine Bir İnceleme

İnsanın Kendi Yarattığı Tanrı: Tekillik Kavramı Vernor Vinge’in teknolojik tekillik fikri, insan zekâsını aşan bir süper zekânın ortaya çıkışıyla bilginin ve teknolojinin kontrol edilemez bir hızda ilerleyeceği bir eşik olarak tanımlanır. Bu kavram, insanlığın tarih boyunca kendi sınırlarını zorlama arzusunu yansıtır; ateşten tekerleğe, matbaadan internete uzanan bir serüvenin doruk noktasıdır.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Özgür İradenin Yeniden Tanımlanışı

İradenin Sınırları İnsanlık, tarih boyunca özgür irade kavramını kendi varoluşunun merkezine yerleştirdi. Özgür irade, bireyin kendi eylemlerini belirleme yetisi olarak tanımlanırken, bu yetinin sınırları her zaman tartışma konusu oldu. Algoritmik karar alma sistemlerinin yükselişi, bu kavramı yeniden sorgulamaya zorluyor. Artık kararlarımız yalnızca kişisel arzularımız ya da toplumsal normlarla şekillenmiyor; makine

OKUMAK İÇİN TIKLA

Teknoloji, Ahlak ve İktidarın Post-Dijital Düğümleri

İnsan-Makine Sınırlarının Bulanıklaşması Post-dijital çağ, teknolojinin yalnızca bir araç olmaktan çıkıp insan varoluşunun dokusuna işlediği bir dönemi işaret eder. Donna Haraway’in siborg teorisi, bu bağlamda güçlü bir çerçeve sunar: İnsan ile makine arasındaki sınırların erimesi, yalnızca biyolojik ya da teknik bir mesele değil, aynı zamanda bireyin öznelliğini, toplumsallığını ve ahlaki

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dijital Kabileler ve Online Cemaatler Üzerine Bir İnceleme

Bağlantının Yeni Yüzü İnternetin yaygınlaşmasıyla insanlar, fiziksel sınırları aşan yeni topluluklar oluşturdu. Dijital kabileler ve online cemaatler, bireylerin ortak ilgi alanları, değerler ya da kimlikler etrafında bir araya geldiği sanal alanlar olarak ortaya çıktı. Bu topluluklar, bir zamanlar köy meydanlarında ya da mahalle kahvelerinde şekillenen dayanışmanın modern bir yansıması gibi

OKUMAK İÇİN TIKLA