Tristan Bernard, hem özgürken hem de tutukluyken var oluş sıkıntısı çeken, işlediği cinayeti mantıksal bir düzleme oturtmaya uğraşan huzursuz bir adam portresi çiziyor Bir Katilin Günlüğü’nde.
Yirminci yüzyıl belirsizlikler çağı olarak geçti kayıtlara. Her şeyin düz bir çizgide ilerlediği sanılır ve akla sarsılmaz bir güven duyulurken dünya aniden tepetaklak oldu. Yalpalayan insanın kafası karıştı ve duygusal gelgitler öne çıktı bu dönemde. Dahası, “her şey yapılabilir” diyenler ve “hiçbir şeyin sınırı ya da ölçüsü yok” diye düşünenler
OKUMAK İÇİN TIKLA