Telkini aşarak özgür okur olmak – Zülfü Livaneli
İki yüz yıl kadar önce Schopenhauer, “İnsan istediğini yapabilir ama istediğini isteyemez” demişti.
Kitle iletişiminin ve medya yönlendirmelerinin kişiler üzerindeki etkisi arttıkça bu sözün geçerliliği de artıyor. Filozofumuz bu bağlamda kullanmamış da olsa, özellikle 1980’li yıllardan sonra, belki de insanı anlatan en önemli sözlerden biri oldu.
Çünkü ürünleri halka ulaştıran konumundaki kişiler, artık ne yazık ki hangi ürünlerin halka ulaşmayacağını da belirleme gücüne sahipler. Belki daha önemlisi, insanlara ulaşsa bile, bir ürünün sevilip sevilmeyeceği ortamı yaratma gücünü ellerinde tutuyorlar.
Kaba bir yolla sansür uygulamayı veya bazı ürünlerin desteklenip reklamının yapılmasını aşan bir mesele var ortada. Genel olarak halk beğenisinin yönlendirilmesi, moda yaratılması konusunda öyle başarılı olunuyor ki, insanlar “gerekli” kitapları “kendi tercihleri” ile okur hale geliyorlar.
Haberin, müziğin, kitabın, her şeyin büyük bir bombardımanla halka sunulduğu ve insanların ürünlerin büyük çoğunluğundan haberdar bile olmadığı günler bunlar. Bundan sonra da böyle olacak, geriye dönüş düşünülemez.
Bu durumda ilk kez ortaya çıkmaya çalışan bir kişinin “başarı” hedeflemesi onu iyice çıkmaza sokar. Öncelik, başarılı olan değil, haklı (güzel, doğru) olan tarafta yer almakta olmalı. “Halka ulaşmanın tek yolu, nitelikli işler yapmaktır” diye düşünmek çok önemli. Böyle düşünmek belki halka ulaşmayı sağlamayabilir (belki de sağlar), ama nitelikli ürünlerin yolunu açar. Daha önemli olan da bu değil mi?
Elbette kolay değil. Tarihte Shakespeare’den, Kafka’dan, Nâzım’dan, bize ulaşan büyük isimlerden çok daha fazla sayıda kaybolmuş değer vardır.
Değerlerin kaybolması için, içinde yaşadığımız “hızlı kitle iletişimi” çağı kadar uygun bir dönem herhalde hiç olmamıştır.
Ama bu sistemin işi de çok kolay değil. Karşılarında, bin yıllardır en iyisini seçme alışkanlığı olan halk var! Halkların en güzel, en nitelikli ürünleri seçmiş olduğunu kanıtlayan Dostoyevski, Faulkner gibi örnekleri herkes biliyor.
Yeter ki, okurlar tercihlerini yaparken kendi zevklerine güvensinler. “İstediklerini istemek” yeteneğini geliştirsinler.
Edebiyat Mutluluktur
Zülfü Livaneli
Doğan Kitap


