Terapiye Geldiği Halde Terapiden Faydalanamayan Hastalar Üzerine Bir Deneme : “Madem gerçek benliğiyle terapi sürecine katılmıyor, o zaman terapiye neden geliyor?”

Bazen hastaların-danışanların terapiye geldikleri halde düzenli olarak yada sanki terapistiyle işbirliği yaptığını görsek bile bir değişiklik görmekte zorlanırız . Ve o yüzden terapistler olarak şu soruyla başbaşa kalırız:

“Madem gerçek benliğiyle terapi sürecine katılmıyor, o zaman terapiye neden geliyor?”

İşte bu sorunun cevabı, psikanalizin en çetin çelişkilerinden birine dokunur:

👉 İnsan, değişmek istemediği halde iyileşmeyi arzulayabilir.

Bu bir çelişki değil, bir içsel çatışmadır. Ve işte terapi, tam da bu çatışmanın sahnesidir.

🔍 Terapiye Neden Gelir?

1. Bilinçdışı Acı Sızar

Hasta, görünürde düzenli, işlevsel, konuşkan olabilir. Ama bir yerde sistem çatırdamıştır. Uyuyamaz, yalnızlığa dayanamaz, anlam kaybı yaşar, ilişkilerinde tekrarlar vardır.

📍 Yani gelir çünkü semptomlar taşar.

Ama bu taşkınlık, onu terapiye getirir; değişime değil.

Bir şeyin “düzelmesini” ister ama kendisinin dönüşmesini değil.

2. Kendi Benliğine Tanık Olmak İster Ama Korkar

Bilinçdışı düzeyde hasta şunu hisseder:

“Bir şeyler eksik… Ama ne olduğunu hatırlamıyorum.”

Ve terapiye gelir çünkü bir parçalanmışlık duygusu vardır. Ancak bu parçalanmışlığı hatırlamak da çok tehlikelidir. Çünkü hatırlamak, hissetmekle birlikte gelir.

📍 Ve bazı duygular – özellikle çocukluk travmaları – hâlâ yaşanamayacak kadar yoğun olabilir.

3. Analisti Kontrol Ederek Güvende Kalmak İster

Sahte-benlikle gelen hastalar, aslında terapiyi kendi şartlarında yapmak ister:

  • “Bana zarar verme.”
  • “Çok derine inme.”
  • “Sınırları ben çizeceğim.”

🧠 Bu bir “kontrollü yakınlık” arzusudur. Terapistin ulaşabileceği sınırlı bir alan sunar, çünkü geriye kalan bölge yasaklı travmatik bölgedir.

4. Tanıklık İhtiyacı

Bazen kişi konuşmak değil, duyulmak ister. Ama “gerçek benliği”yle değil. Onun yerine inşa ettiği “daha iyi” benlikle gelir terapiye:

  • “Ben mantıklı biriyim.”
  • “Sadece biraz stresliyim.”
  • “Birlikte düşünürsek çözeriz.”

Bu, analiste “Ben senin gibi biriyim” demektir.

📍 Ama içsel çocuk, odanın diğer ucunda susarak oturmaktadır.

🎯 Sonuç: Terapiye gelir çünkü…

Değişmek istemediği halde acı çekmektedir.

İyileşmek ister ama savunmalarını bırakmak istemez.

Kırılgandır ama kırıldığını göstermek istemez.

Ve belki de en önemlisi…

Birinin sabırla ve yargısızca “gerçek benliğini” bekleyeceğinden umutludur.