Radikal Terapist: Koltuğa Değil, Sisteme Neşter Vurmak!

Akıl Hastalığı Mı, Toplumsal Sömürü Mü? 1970’lerin Devrimci Psikoloji Manifestosu

Yazar: Jungish

(Otoritenin Dediği Yere Uyum Sağlamak, Ruhsal İflastır!)


Aziz Yoldaşlar, Ey Ruh Sağlığı Sektörünün Kurbanları!

Şimdi size, 1970’lerin başında Amerika’da öyle bir fırtına estiren bir dergiden bahsedeceğim ki, psikiyatriyi, o koca tıbbi kurumları, yerden yere vurdu: The Radical Therapist (Radikal Terapist)!

Bu, sadece bir yayın değil, anti-psikiyatri hareketinin ve sınıf bilincinin kesiştiği noktada doğan bir devrim manifestosuydu.

I. Manifestonun Özü: Tedavi, Sosyal Değişimdir!

1970-1972 yılları arasında yayınlanan bu alternatif dergi, akıl sağlığı alanındaki ana akım yaklaşımlara karşı isyan bayrağını çekti.

  1. Temel Prensip: Radikal Terapistler Topluluğu’nun sloganı şuydu: “Terapi, uyum sağlama (adjustment) değil, sosyal, politik ve kişisel değişim demektir.”
  2. Hastalık mı, Sömürü mü? Bu akımın temel inancı şuydu: Akıl hastalığı, en iyi sosyal değişimle tedavi edilir, davranışsal düzeltmelerle (behaviour modification) değil. Topluluk, savaşın, ırkçılığın ve sosyal kargaşanın hüküm sürdüğü bir toplumda, terapinin “işi her zamanki gibi sürdürmesini” reddetti.
  3. Tıbbi Modelin Reddi: Radikal Terapistler, psikiyatriye yönelik eleştirilerinde serttiler: Tıbbi modelin otoritesini, insan sorunlarını gizemlileştirmesini ve baskıcı uygulamalarını (zorla hastaneye yatırma, ilaç verme ve elektroşok) reddediyorlardı.

II. Toplumsal Kontrol Aracı Olarak Psikiyatri

Radikal Terapistler, terapinin nasıl bir toplumsal kontrol aracı haline geldiğini ifşa ettiler.

  1. Ticari Meta: Topluluğun manifestosu, “Terapi bugün bir metaya, sosyal bir kontrol aracına dönüştü,” diyordu. Sistem, terapiyi, haksızlığa karşı çıkanları “rahatsız” (disturbed) olarak etiketlemek ve sisteme uyum sağlamaya zorlamak için kullanıyordu.
  2. Elitizmden Kaçış: Başlangıçta psikiyatristler ve sosyal hizmet uzmanları tarafından kurulmasına rağmen, dergi daha sonra “terapist” kimliğinin kendisini sorgulamaya başladı. Yüksek profesyonel statü ve elitizmin, gerçek devrimci çalışmaya engel olduğunu fark ettiler. Dergi, adını bile bu tartışmalar yüzünden Rough Times (Zor Zamanlar) olarak değiştirdi ve hedef kitlesini profesyonellerden geniş tabanlı sosyalist harekete kaydırdı.
  3. Hapsedilenler İçin Ses: Dergi, akıl hastası hakları hareketini hararetle destekledi. Zira sistem, akıl sağlığı kurumlarını, çeşitli insanları baskılamak için kullanıyordu.

III. Devrimci Miras

“Radikal Terapist,” yayımlandığı kısa süre içinde bile büyük bir etki yarattı:

  • Çift Cephede Savaş: Dergi, hem Vietnam Savaşı’na ve ırkçılığa karşı çıktı hem de kadınların ve eşcinsellerin kurtuluş hareketlerini destekledi.
  • Sürekli Mücadele: Radikal Terapistler, Berkeley’deki “Radikal Psikiyatri” hareketini bile “bireyci ve orta sınıf” bularak eleştirdi. Onlar, “Nasıl yapılır?” teknikleri geliştirmek yerine, iktidarın gerçek politik, ekonomik ve sosyal temellerine saldırmayı savundular.

Sonuç: Radikal Terapist’in mirası, bizlere şunu hatırlatır: Bir insanın ruh sağlığı, sadece kendi kafasının içindeki bir mesele değildir; o, bütün toplumun, ekonominin ve siyasetin bir yansımasıdır. Eğer sistem hastaysa, birey nasıl sağlıklı olabilir? Şifa, sadece koltuğa uzanmakta değil, sistemi değiştirecek devrimci eylemde yatar.

Kaynak : https://en.wikipedia.org/wiki/The_Radical_Therapist