Psikoterapide Bakım ve Tedavi Tarihsel Süreç İçinde Birbirinden Nasıl Ayrıldı ?
Halk İçin Psikoterapi Kitabında özellikle bu konuda tartışılır. “Bakım” ve “tedavi” kavramlarının nasıl ayrıldığını anlamak; tarihsel, kültürel ve mesleki arka planını ortaya koymamızı, psikanaliz ve psikoterapi alanındaki etkilerini anlamanıza yardımcı olacaktır.
Bakım ve tedavi arasındaki ayrım, modern tıp ve psikolojik uygulamaların gelişiminde önemli bir yere sahiptir ve bu ayrım, cinsiyetçi ve hiyerarşik toplumsal yapıları yansıtmıştır….
Kaynaklara göre, bu ayrım esasen modern çağda, bilimin ve bilimsel tıbbın yükselişiyle belirginleşmiştir….
- Modern Çağda Kavramların İlişkilendirilmesi: Modern çağda “tedavi” ve “iyileşme” kavramları; bilim, ilerleme, müdahale, güvenilirlik, hızlı ve pragmatik sonuçlar, ampirik destek, maliyet-etkinlik ve ölçülebilir neticelerle ilişkilendirilmiştir…. Bu özellikler, tedaviyi ölçülebilir kıldığı için “bilim” mertebesine yükseltmiştir…. Öte yandan, “bakım” ise soyut ilişkili kavramlar, moral, destek ve palyatif jestler kümesine indirgenmiştir…. Bakım, kişisel, ilişkisel, ölçülemez ve somut biçimde kavranamaz olması gerekçesiyle değersizleştirilmiştir…
2. Cinsiyetçi Bağlantı ve Tıbbın Tarihi: Bu ayrımın temelinde, yüzlerce yıl boyunca erkeklerin tahakkümünde kalmış olan tıp mesleğinin tarihindeki cinsiyet ayrımcılığı ve kadın düşmanlığı yatar…. Tedavi, bilimsel, girişken, nüfuz eden ve özünde erkek olan bir kavram olarak görülürken; bakım, teslimiyet ve pasiflikle ilişkilendirilmiş ve bu nedenle dişi bir kavram olarak düşünülmüştür…. Tedavi eden hekim erkek, bakan kadın hemşire gibi konumlandırılmıştır.
3. Tarihsel Ayrım ve Profesyonel Hiyerarşi: Eski zamanlardaki yaşlı şifacı kadınlar hem iyileştirme (tedavi) hem de bakım verme işlevlerini bir arada barındırıyordu ve her iki işlevden dolayı da değer görüyorlardı (örneğin, ebeler hem doğum yaptırır hem de bakım verirdi). Ancak bilimsel tıbbın ve modern tıp mesleğinin gelişmesiyle bu iki işlev birbirinden geri dönüşü olmayan bir biçimde ayrıldı…. Tedavi etmek yalnızca hekimlere ait bir alan haline gelirken, hemşireler bakım sürgününe gönderildi5…. Bu, profesyonel hiyerarşinin bir parçası haline geldi.
4. Psikiyatrideki Yansımaları: Aynı ikilik, psikiyatrinin gelişiminde de görülmüştür. Akıl hastanelerinin ilk dönemlerinde hem bakım hem tedavi hizmeti sağlanmasına rağmen…, zamanla kronik hastaların yerleştirildiği yerlere dönüşmeleriyle iyileşme beklentisi azaldı ve hastaneler fakirler ve yaşlılarla dolarken, zenginler özel kurumlara yöneldi. Psikiyatristler, iyileşme olasılığı daha yüksek olan akut vakalarla ilgilenmeyi daha avantajlı bulurken, kronik vakalara ve dolayısıyla bakıma daha az ilgi gösterdiler…. Tedavi ile bakım arasındaki ikilik, psikiyatrinin sosyal statüsünü ve prestijini yükseltme çabalarında oldukça etkili olmuştur.
5. Psikanaliz ve Psikoterapideki Yansımaları: Bu ayrım, psikanaliz ile psikoterapi arasındaki ayrıma da taşınmıştır…. Psikanaliz, “tedavi” kisvesiyle bilimsel tıbbın bir kolu haline geldiğinde, ideolojik ve yapısal olarak erkek egemen tıbbın değerlerini içselleştirdi. İlişkisel, bakıma dayalı, duygulanımsal terapi biçimleri dışlandı ve “feminenleştirildi”, psikoterapinin alanına itildi…. Psikanalizin tanımı üzerine yapılan tartışmalarda da bu ikili karşıtlık (psikanaliz/psikoterapi) kullanılmıştır.
6. Güç ve İktidarla İlişkisi: Tedavinin “bilimsel”, “maskülen” ve “nesnel” olarak yüceltilip, bakımın “feminen”, “duygusal” ve “destekleyici” olarak değersizleştirilmesi, psikanalizdeki dışlama mekanizmalarında (“Şibbolet”) da rol oynamıştır…. Analist, tedavi eden, nüfuz eden, rasyonel, maskülen, “beyaz perde” konumundayken, hasta veya tedavinin “bakım” yönü daha ilkel, feminen, nesneleşmiş olarak görülebilir….
Özetle, bakım ve tedavi arasındaki ayrım, modern bilimin ve tıbbın yükselişiyle ortaya çıkmış, tıbbın tarihsel olarak erkek egemen yapısı içinde tedavi “bilimsel” ve “erkek”, bakım ise “ilişkisel” ve “kadın” olarak kodlanarak hiyerarşik bir ilişkiye oturtulmuştur. Bu ayrım, hem tıp hem de psikolojik alanlarda (psikiyatri, psikanaliz/psikoterapi ayrımı gibi) profesyonel statü ve prestij kazanma çabalarıyla pekiştirilmiş ve toplumsal cinsiyetçi önyargılarla beslenmiştir. Bu tarihi ayrımın günümüzdeki psikoterapi yaklaşımlarını ve hasta-terapist ilişkisini nasıl etkilediğini incelemek faydalı olabilir.



