Ruhun Şifası (The Healing of the Soul)
Ruhun iyileşmesini, hayatın ikinci yarısında kişisel bir yeniden yaratım ve anlam bulma süreci olarak ele alıyor. Yazar W.B. Yeats’in “Kendimi yeniden yaratıyorum” sözüyle başlayarak, ruhsal iyileşmenin modern çağda giderek zorlaştığını ve kolektif kültürel etkilerden arınarak kendi içsel hakikatimize dönme gerekliliğini vurguluyor .
Modern İnsanın Durumu:
- Ruhun İhmali: Teknoloji ve bilimdeki ilerlemelere rağmen, doğadan ve içgüdüsel yaşamdan giderek uzaklaşıyoruz . “Ruh” kelimesi bile modern psikoloji ve bilim tarafından göz ardı ediliyor . Bu, “gizem karşısında cesaretin başarısızlığına” yol açar, bizi daha küçük sorulara ve daha küçük yaşamlara iter .
- İçsel Bilinmezlik: Modern insan (Hamlet ve Faust metaforları ile), bilinçli niyetleri bilinçdışı güçler tarafından baltalanan, kendi dünyasına ve kendisine yabancılaşmış, nevrotik bir varlıktır .
- Daha Büyük Anlayışa Çağrı: Jung, insan psişesini anlamak için deneysel psikolojiden ziyade “insan kalbiyle dünyayı dolaşmayı” önerir, hapishanelerde, akıl hastanelerinde, meyhanelerde, borsalarda, kiliselerde ve her türlü tutku deneyiminde daha zengin bilgiler bulunacağını belirtir .
Kendini Sorgulama ve Ruhsal İyileşme İçin Temel Sorular (Giriş bölümündeki soruların yeniden ele alınması):
- Hayat yolculuğunuzda sizi buraya, şu ana ne getirdi?
- Kader, dışsal baskılar, bilinçdışı etkiler ve bilinçlenmeyle yapılan düzeltmelerle şekilleniriz . Bu soruyu sormamak, yolculuk için sorumluluğu reddetmektir .
- Hangi tanrılar, hangi güçler, hangi aile, hangi sosyal çevre gerçeğinizi çerçeveledi, belki destekledi, belki de kısıtladı?
- Antik Yunan düşüncesindeki Moira (kader), Nemesis (seçimlerin sonuçları), Sophrosyne (neden-sonuç dengesi) gibi güçler bizi şekillendirir . Aile ve kültürden gelen mesajlar, kendilik ve dünya hakkındaki temel dersleri oluşturur .
- Kimin hayatını yaşıyorsunuz?
- Çoğu zaman ebeveynlerimizin yaşanmamış hayatlarını sürdürürüz . Bu, bizi aynı kalıpları tekrarlamaya veya telafi etmeye iter . Kendi hayatımızı başkalarından geri almak için hesap verebilirlik esastır .
- Neden, her şey yolunda giderken bile, bir şeyler doğru gelmiyor?
- Yaptığımız pek çok şeyin kolektivitenin değerlerine hizmet etmesi ve bireysel özümüzü ihlal etmesinden kaynaklanır . Joseph Campbell’ın merdiveni yanlış duvara dayama metaforu bunu açıklar .
- Neden bu kadar hayal kırıklığı, ihanet, beklenti iflası gibi görünüyor?
- Ruhun büyük gündemini sonlu şeylere, kırılgan insanlara ve rollere dayatmamızdan kaynaklanır . Hayatın ilk yarısında gerekli olan projeksiyonlar, ikinci yarıda yıpranır ve bu durum ruhsal soruları tetikler . Semptomlar, bastırılmış bilinçdışı enerjilerin (“reddettiğimiz tanrıların”) ipuçlarıdır .
- Neden bu kadar çok şeyi kendinizden ve başkalarından saklamak zorunda kalıyorsunuz?
- Zayıf çocukluk ortamlarında, kendini ifşa etmenin riskli olduğu öğrenildiğinden gizleme ihtiyacı ortaya çıkar . Yetişkinlikte bu “uyumlu” olma refleksi, kişisel bütünlüğü ihlal eder . Dürüst olmak büyük cesaret gerektirir .
- Hayat neden başka bir yerde yazılmış bir senaryo gibi geliyor ve size hiç danışılmamış gibi?
- Çocuklukta, dışarıda hazır bir senaryo olduğuna inanma eğiliminden kaynaklanır . Ebeveynlerden ve kültürden alınan mesajlar (kompleksler), günlük yaşamın “yazılmamış senaryolarını” oluşturur . Ruhun iradesine teslim olmak, “bireyleşme” yolunda amaçlı bir yaşam duygusu getirir .
- Neden bu kitaba geldiniz, ya da o neden şimdi size geldi?
- Bu kitap, zaten bildiğiniz ama unutmuş olabileceğiniz şeyleri size hatırlatır . Dışsal ve içsel olayların hizalandığı anlarda, bir “eşzamanlılık” prensibi devreye girer; bu, işitmeye hazır olduğumuzda kelimenin bize ulaşmasıdır .
- Ruh fikri neden hem sizi rahatsız ediyor hem de uzun zamandır kayıp bir yoldaş gibi tanıdık geliyor?
- Ruh (anima, psyche), egodan daha büyük, bazen onunla çatışan, ancak sürekli bir varlık hissini ifade eder . Ego için korkutucu olabilir çünkü kontrol dışıdır . Çocuklukta sezilen, sonra uyum sağlamak için bastırılan ve yetişkinlikte yeniden keşfedilen bir varlıktır . Rilke’nin dediği gibi, “bu düşüşü sonsuzca nazikçe ellerinde tutan biri hala var” .
- Yaşadığınız hayat ruhunuzun arzusuna göre çok mu küçük?
- Bu soru, kişisel gelişim ve değişim için samimi bir kendini yansıtma davetidir .
- Şimdi neden ruhun çağrısına cevap vermenin, ikinci, daha büyük hayatı yaşamanın zamanı?
- Çağımızda yüzeysellik ve yanılsamalar artsa da, bilinçdışı hala kaderin kendisi olarak işler . Bu süreçte yalnız olsak da, içsel olarak bizi destekleyen ve bizi daha büyük bir yaşama yönlendiren bir rehber buluruz . “Bilinçliliğin en yüksek başarısı, hizmet etmek için çağrıldığını kabul etme kapasitesidir” . Kendi yolculuğumuz solitary olsa da, transcendence ile bağlantılıdır . Ruh, her birimizden daha büyük bir hayat yaşamamızı ister .
Ruhun İyileşme Süreci:
- Diyalog ve Dönüşüm: Ruhun iyileşmesi, dışsal dünyanın dayatmalarından uzaklaşıp içsel hakikatle derinlemesine bir diyalog kurmayı gerektirir . Bu, Jung’un “aşkın işlev” (transcendent function) olarak adlandırdığı, bilinçli ve bilinçdışı arasındaki karşılıklı etkinliği içerir, rüyalar bunun bir örneğidir.
- Kişisel Otorite ve Ruhsallık: Yaşamın ikinci yarısında, kişisel otoriteyi yeniden kazanmak ve kişisel bir ruhsallık keşfetmek temel görevlerdir . Kişisel otorite, kendi hakikatimizi bulmak ve onu yaşamak anlamına gelir . Gerçek ruhsallık, dışsal kurumlardan veya dogmalardan ziyade kişisel deneyimle doğrulanır .
- Zıtlıkları Kucaklamak: Büyüme, zıtlıkları ve çelişkileri deneyimlemekle gelir. Hayat çatışmasız bir plato değildir, zıtlıkların çatışması ruhsal genişlemeyi sağlar .
- Sorumluluk ve Cesaret: Kişisel geçmişimizden ve programlanmış davranışlarımızdan kurtulmak cesaret gerektirir . Kendi ihtiyaçlarımızı karşılamak ve başkalarına bağımlı olmamak, yetişkin bir ilişkinin temelidir .
- Yeni Mitin Ortaya Çıkışı: Modern kültürde mitolojik bağlantıların erozyona uğramasıyla ortaya çıkan psikopatolojilerin üstesinden gelmek için, içselden yeni bir “kişisel mit” bulmak gereklidir. Bu, dışsal ideolojilerden veya kurumlardan değil, kendi ruhumuzun derinliklerinden gelir.
Sonuç olarak, Hollis, ruhun iyileşmesinin, yaşamın meydan okumalarını kabul ederek, acılar içinde anlam bularak ve kendi içsel rehberliğimize güvenerek, daha büyük ve otantik bir yaşamı kucaklamakla mümkün olduğunu ileri sürer. Bu süreç, “bizi buraya getiren ölümsüz denizle” yeniden bağlantı kurarak, sonsuzluğun ağında yaşamaktır .