Etiket: Can Yayınları

Reclaim the night* – Öznur Özkaya

Esra Birkan tarafından çevrilen, takıntılı bir erkekten kaçmaya çalışan bir kadının, Clarissa?nın yaşadığı psikolojik gerilimin öyküsünü anlatan Claire Kendal?in enfes romanı ?Senin Kitabın?, kadınların ve erkeklerin eşit şartlarda yargılandığı bir hukuk sisteminin ve kadına gerçek anlamda değer veren bir dünyanın elbet bir gün geleceğine inananlara ve yıkılmadan bu uğurda mücadele

OKUMAK İÇİN TIKLA

1913: Fırtından Önce – Florian Illies

1913: başlangıç ile sonun, zafer ile melankolinin iç içe geçtiği ve her şeyin sanata dönüştüğü bir tarih. Hiçbir şeyin bir daha eskisi gibi olmayacağı bir dönüm noktası. Eşi benzeri olmayan, muazzam bir yıl. Felice’nin aşkıyla çılgına dönen ve daha bir kez öpüşmemişken darağacına onunla beraber yürümenin hayalini kuran Kafka; kayıp

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bütün gördüğümüz düş içinde bir düş – Öznur Özkaya

Poe, Amerikan rüyasının görünmeyen kısmını doğru bir biçimde anlatmış, maddeciliğin, aşkın hırsın ve rekabetin yalnızlık ve yabancılaşmaya yol açacağını göstermişti. Poe?nun karakterleri, toplumdan ve toplumsal değişimlerden uzaktır, bireyin zayıflıklarını yansıtırlar. ?Sarhoş, yoksul, ezik, dışlanmış Edgar Allen Poe; dingin ve erdemli Goethe?den veya Walter Scott?tan çok daha fazla hoşuma gidiyor. O

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kahire sokakları

Mısır?ın sokakları edebiyatın içinden geçiyor sanki. Necip Mahfuz?u okurken, dünya sokaklardan ibaret diye düşünüyorsunuz zira. Öyle ki Mahfuz civar sokaklardan öteye pek gidememiş bir yazar. Kahire sokaklarında dolaştırır sizi, çünkü sığındığı o sokaklardan, o evlerden dışarıya taşar yaşam öyküleri. Mısır?ın yeni kuşak edebiyatçılarından olan Kahire doğumlu Muhammed Salah El-Azab?ın ?Kötü

OKUMAK İÇİN TIKLA

İncelikli kötülüklerin ustası

Dolandırıcı Felix Krull?un İtirafları ilk kez Türkçede. Mann?ın romanı yarım kalmasına rağmen birinci bölüm 20. yüzyıl Alman edebiyatının en keyifli romanları arasında gösterilecekti… Thomas Mann?ı gerek hacim gerek içerik açısından ?ağır? romanlarıyla tanıyanlar için, Türkçeye ilk kez -altmış yıllık gecikmeyle- çevrilen Dolandırıcı Felix Krull?un İtirafları?nı okumak şaşırtıcı olabilir. Pikaresk roman

OKUMAK İÇİN TIKLA

140 karakter gençliği neden Poe okur?

Poe, insanoğlunun bütün tedirginliklerini, endişelerini, huzursuzluklarını, kötülüklerini ve korkularını açık ediyor. Bir nevi suçüstü yapıyor. 1800?lerde geceleri mum aleviyle aydınlanan nesille ?140 karakter gençliği? bu yüzden aynı paydada buluşuyor. O hayattayken dehşet dolu hikâyeleri fazla kimsenin umurunda olmadı. Güç bela bastırdığı kitapları çok satmadı. İsmini duyduğunda pek az kişi onu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir Roman Bir Film – Cemil Kavukçu

Her seferinde iyi niyetle başladığım, ama hep sıkılıp yarım bıraktığım işlerden biri de kitaplığımı düzenlemektir. Aradığımı bulamadığım çok olur. Bazen de unutulmuş, yıllardır okunacağı günü bekleyen bir kitap çıkıverir karşıma. Günlerdir kafamı kurcalayan, raflarda olduğunu çok iyi bildiğim bir kitabı ararken Giuseppe Tomasi Di Lampedusa?nın Leopar romanıyla karşılaştım. Unutmuşum. Üstelik,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yalnızlığın en çarpıcı halleri

Adnan Binyazar yaşadıklarından, kendi gerçekliğinden beslenen bir yazar. Binyazar?ın yeni öykü kitabı Kızıl Saçlı Kontes?te kurak topraklardan uzak diyarlara uzanan beş öykü yer alıyor. Edebiyatın usta kalemlerinden Adnan Binyazar şimdilerde Kızıl Saçlı Kontes?le karşımıza çıkıyor. Daha önceden Bozkır Aydınlığında Aşk, Ölümün Gölgesi Yok ve Masalını Yitiren Dev gibi kitaplarıyla tanınan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yazmak neydi, Poe? – Öznur Özkaya

Romanlarıyla tanıdığımız Nilüfer Kuyaş?ın ilk öykü kitabı olan ?Yok Adam?; istisnalar olsa da, erkek kahramanlara eğilen, kendini gerçekleştirememiş erkeklerin gözünden anlatılan bir derleme adeta. Kitapta yer alan yedi öyküden, kitaba ismini veren ?Yok Adam?, acı portakal reçelinin tadını arayan Şehir(li) Hasan?ın kederini yansıtan ?Hayvanların Gece Hayatı?, kadına karşı tacizi ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Leyla bir özge candır!” – Öznur Özkaya

?Hayri Abi bana vurdu. Başım masaya çarptı. Yere düştüm. Ben onu ittim. Hayri Abi beni pastal masasının altına itti. Ben tekme attım. O kemerini çözdü. Avazım çıktığı kadar bağırıyorum: ?Kurtarın!? Eliyle ağzımı kapattı. Gene de bağırıyorum. Kimse duyup gelmiyor. Ben ona vuruyorum. Hayri Abi fermuarını açtı. Çırpınıyorum. ?Ömer?e verirken iyiydi!?

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ortak tarihten doğan yabancılar – Sennur Sezer

Ortadoğu tarihinde ülke olarak payımız olmasına karşın Ortadoğu edebiyat ve sanatına yabancı olduğumuzu rahatça söyleyebiliriz. Neval el Saddavi yıllar öncesinden en iyi tanıdığımız tek Mısırlı yazar. Kadın toplantılarından birindeki konuşmalarını unutmam olası değil. Necip Mahfuz?un Nobel alışı bize Ortadoğu?dan bir kapı aralar diye düşünüldüyse de bu kapı umduğumuz kadar geniş

OKUMAK İÇİN TIKLA

Roma Yolunda Bir Troyalı – A.Kadir Şahin

?Gerçeğin gözyaşları vardır? Aeneas Hesiodos, Theogonia adlı eserinde insanlık tarihinin geçirdiği çağları beş farklı dönem içinde inceler. Bunlar: 1.Altın Çağ: Tanrı Kronos?un eğemen olduğu bu çağda insanlar bolluk içinde Tanrılarla bir arada kavgasız, savaşsız yaşarlardı. İnsanların çalışmasına gerek duyulmazdı, çünkü toprak kendiliğinden herkese yetecek kadar zengin ürünler

OKUMAK İÇİN TIKLA

?Yazdıkça hatırlar insan!?

?Romanın arkasına saklanabilir yazarlar. Trençkotla siste yürüyen insanlar gibi. Vücut kıvrımlarını göremezsiniz. Sadece gittiği yönü anlayabilirsiniz yazarın. Ama öykü öyle değil işte. En sevdiğiniz öyküyü usul usul yeniden okuyun. Yazarı sizden gözlerini kaçırmaya uğraşacaktır. Ama nafiledir bu da. Bir sarraf tartısı gibi anlarsınız onun kıymetini.? (s. 68) diyor Ahmet Büke

OKUMAK İÇİN TIKLA

Mahalleni kaybedersen, kaybolursun!

?İstanbul?da Kazanmak ya da Kaybetmek? altbaşlığıyla yayımlanan Bir Şehri Yok Etmek, İstanbul?un dünü, bugünü ve yarını hakkında derin bir okuma sunuyor. Geçenlerde bir fotoğraf karesine denk geldim. Zaten uzun süredir hissettiğimiz ama bir yanımızla az da olsa reddettiğimiz bir gerçeği koyuyordu önümüze o fotoğraf. Taksim?de AKM?nin polis karakolu haline dönüşünün

OKUMAK İÇİN TIKLA

Vicdan Zorbalığa Karşı ya da Castello Calvin’e – Stefan Zweig

Vicdan Zorbalığa Karşı ya da Castellio Calvin’e, okuru Fransız Reformcu Jean Calvin’in diktatörlüğünün hüküm sürdüğü XVI. yüzyıl Cenevre’sine götürür. Calvin’in farklı görüşlere gösterdiği tahammülsüzlük, hümanist din adamı Miguel Serveto’nun resmî öğretiye ters düşen görüşleri nedeniyle ölüm cezasına çarptırılmasıyla zirveye tırmanır. Tam da bu noktada Sebastian Castellio, Calvin’in karşısında tarih sahnesindeki

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir fasit dairedir zulüm

“Ne yüzler ne insanlar gelir geçer de bir zulüm kalır yeryüzünde. Bir fasit dairedir zulüm, kuyruğunu yutmuş yılan… Döner döner tekrarlanır, döner döner tekrarlanır, döner…” Baki olan zulmün kendisidir; insanın insana, hayvana, tabiata zulmü bitmez. Zalimler, diktatörler, zorbalar gelir geçer de zulüm, yer ile gök arasında mıh gibi çakılı kalır.

OKUMAK İÇİN TIKLA

İsyanın bestecisi Chopin

Fryderyk Chopin’in (1810-1849) ismi ve sanatsal mirasının Polonyalıların gözünde taşıdığı önemin büyüklüğünü anlamak belki mümkün, ama onu anlatabilmek o kadar kolay değil. Chopin, yurttaşlarının gözünde müziğinden ötede bir şeyleri temsil ediyor çünkü. Onun sanatı, aynı zamanda, bir ulusu temsil ve tarif edebilme gücüyle de öne çıkıyor. Chopin’in özellikle Polonya’nın otantik

OKUMAK İÇİN TIKLA

İstanbul Mahallelerinde Bir Gezinti – Hagop Baronyan

Hicvi ve dolayısıyla mizahı; toplumsal yozlaşmayı, kurumların bozulmasını, insanlar arasındaki bitmek bilmeyen çekişmeyi ve adaletsizliği anlatmak için bir silah olarak gayet iyi kullanan Hagop Baronyan, yaşadığı dönemde sansür baskısına uğramış ve elinden geldiğince buna direnebilmiştir. İstanbul Mahallelerinde Bir Gezinti’de XIX. yüzyılın ikinci yarısının İstanbul’unda 34 mahallenin toplum yaşantısı,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Günaha Son Çağrı -Nikos Kazancakis “Bu kitap bir hayal hikayesi değildir, mücadele eden herkesin itirafıdır.”

Yabancı dile en fazla çevrilen Yunanlı yazar olan Nikos Kazancakis, Nietzsche’den etkilenmiş ve yazılarında dini tutuculuğu sorgulamıştır. Ve bu nedenle Rum Ortodoks Kilisesi’nce dinden afaroz edilmiştir. Nikos Kazancakis 1954 yılında yazdığı Günaha Son Çağrı (O Telefteos Pirasoms) adlı romanı için ölümünden önce şöyle yazmıştı: ‘Bu kitabı yazmamın nedeni mücadele eden

OKUMAK İÇİN TIKLA

İç Dünyamdan Notlar – Paul Auster

Önceleri her şey canlıydı. En ufak nesnelere pır pır çarpan kalpler bahşedilmişti… Yaşamöyküsünü, Kış Günlüğü kitabında fiziksel varlığının gelişim süreciyle aktaran usta yazar Paul Auster, yukarıdaki cümleyle başlayan İç Dünyamdan Notlar’da da iç benliğinin dış dünya ile karşılaşma sürecindeki gelişimini anımsıyor. Auster, bebekliğinde aydedeye bakışından, çocukluğunda kovboy filmlerinin yıldızı Buster

OKUMAK İÇİN TIKLA