Etiket: #eğitim

Eğitimde İnsan Bağının Derinlikleri: Bakım ve Diyalog Arasında Bir Yolculuk

Eğitim, insan ruhunun biçimlendiği, bilginin yalnızca bir aktarım değil, aynı zamanda bir bağ kurma sanatı olduğu kutsal bir alandır. Öğretmen-öğrenci ilişkileri, bu sanatın merkezinde yer alır; çünkü bu ilişki, yalnızca zihinsel bir alışveriş değil, aynı zamanda duygusal, etik ve insani bir karşılaşmadır. Bu metin, bakım etiği ile diyalog pedagojisini, eğitimdeki

OKUMAK İÇİN TIKLA

Freire ve Dewey’in Eğitim Vizyonlarının Modern Eğitim Sorunlarına Derinlemesine Çözüm Önerileri

Bilinçlenme ve Deneyim Arasındaki Köprü Freire’nin “Ezilenlerin Pedagojisi”, eğitimi bireylerin toplumsal baskılardan kurtuluşunun bir aracı olarak tanımlar. Öğrenciler, diyalog ve eleştirel sorgulama yoluyla kendi gerçekliklerini anlamaya ve dönüştürmeye yönlendirilir. Bu yaklaşım, bireyi pasif bir bilgi alıcısı olmaktan çıkararak, toplumsal değişimin aktif bir öznesi haline getirir. Dewey’in “deneyim yoluyla öğrenme” yaklaşımı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kültürel Sermaye ve Eğitimde Fırsat Eşitsizliği

Pierre Bourdieu’nun kültürel sermaye kavramı, eğitimdeki fırsat eşitsizliklerini anlamak için güçlü bir analitik çerçeve sunar. Bu kavram, bireylerin toplumsal konumlarını, eğitim başarılarını ve sosyal hareketliliklerini şekillendiren maddi olmayan kaynakları ifade eder. Kültürel sermaye, bireyin kültürel bilgi, beceri, alışkanlık ve zevklerinden oluşan bir birikim olarak tanımlanır ve eğitim sistemlerinde kimin başarılı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Holt’un Not Sistemi Eleştirisi: Çocukların Başarısızlık Deneyimi

John Holt’un “çocukların başarısızlığı” teorisi, eğitim sistemindeki notlandırma mekanizmalarının çocuklar üzerindeki etkilerini derinlemesine sorgular. Holt, notların yalnızca akademik performansı ölçen bir araç olmadığını, aynı zamanda çocukların kendilik algısını, motivasyonunu ve öğrenme süreçlerini şekillendiren güçlü bir toplumsal yapı olduğunu savunur. Bu metin, Holt’un teorisini çok katmanlı bir perspektiften ele alarak, not

OKUMAK İÇİN TIKLA

Okulda Otoritenin İkircikli Doğası: Freire ve Durkheim Perspektiflerinden Bir İnceleme

Okulda otorite, birey ile toplum arasındaki gerilimli ilişkiyi anlamak için güçlü bir mercek sunar. Paulo Freire’nin eleştirel pedagojisi ile Émile Durkheim’in eğitim ve disiplin teorisi, bu kavramı farklı düzlemlerde ele alır. Freire, otoriteyi bireyi baskılayan bir yapı olarak görür ve özgürleştirici bir eğitimle bu yapının dönüşmesini savunur. Durkheim ise otoriteyi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Akran Çatışmalarının Çok Boyutlu İncelenmesi: İşbirlikçi Öğrenme mi, Sosyal Kimlik mi?

Okul ortamındaki akran çatışmaları, bireylerin sosyal ve duygusal gelişiminde belirleyici bir rol oynar. Bu çatışmalar, yalnızca bireysel anlaşmazlıklar olarak değil, aynı zamanda grup dinamiklerinin, kimlik oluşumunun ve öğrenme süreçlerinin bir yansıması olarak ele alınabilir. Morton Deutsch’un işbirlikçi öğrenme teorisi, çatışmaların çözümü için yapıcı bir çerçeve sunarken, Henri Tajfel’in sosyal kimlik

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ivan Illich’in Okulsuz Toplum Eleştirisi ve Sınav Baskısının Çözümlemesi

Ivan Illich’in Okulsuz Toplum (Deschooling Society) adlı eseri, modern eğitim sistemlerinin birey ve toplum üzerindeki etkilerini eleştirel bir perspektiften inceler. Illich, okulların bilgi aktarımından çok, bireyleri standartlaştıran, hiyerarşik yapılar kuran ve toplumsal eşitsizlikleri pekiştiren kurumlar olduğunu savunur. Sınav baskısı, bu sistemin en görünür mekanizmalarından biridir. Bu metin, Illich’in sınav baskısına

OKUMAK İÇİN TIKLA