Etiket: Psikoterapi

Kierkegaard’ın Kaygı Kavramı ve Modern Anksiyete Bozuklukları

Kierkegaard’ın Kaygı Anlayışının Temelleri Kierkegaard, kaygıyı insanın özgürlükle yüzleştiği anda ortaya çıkan bir durum olarak tanımlar. 1844 yılında yayımlanan “Kaygı Kavramı” adlı eserinde, kaygıyı “özgürlüğün baş dönmesi” olarak nitelendirir. Bu ifade, insanın özgür iradesiyle karşı karşıya kaldığında yaşadığı belirsizlik ve sınırsız olasılıklar karşısında hissettiği huzursuzluğu yansıtır. Kierkegaard’a göre, kaygı ne

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kültürel Duyarlılık ve Hofstede’nin Boyutları: Psikoterapide Kesişen Dinamikler

Kültürel Farklılıkların Psikoterapideki YeriPsikoterapi, bireylerin duygu, düşünce ve davranışlarını anlamayı ve desteklemeyi amaçlayan bir süreçtir. Ancak, bu süreç, bireylerin kültürel arka planlarından bağımsız düşünülemez. Kültürel duyarlılık, terapistlerin danışanların kültürel değerlerini, inançlarını ve toplumsal normlarını anlamasını ve terapötik uygulamalara entegre etmesini gerektirir. Hofstede’nin kültürel boyutlar teorisi, bu bağlamda, kültürlerin bireyci-kolektivist yapılar,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Çocuklarda Oyun Terapisi ile Yetişkinlerde Konuşma Terapisi: Benzerlikler ve Farklılıklar

Oyun terapisi ve konuşma terapisi, bireylerin duygusal, zihinsel ve sosyal ihtiyaçlarını ele almak için kullanılan iki temel psikoterapötik yaklaşımdır. Her iki yöntem de bireyin iç dünyasını anlamayı, duygusal sorunları çözmeyi ve sağlıklı başa çıkma mekanizmaları geliştirmeyi hedefler. Ancak, bu iki yaklaşım, hedef kitlelerin yaş grupları, bilişsel gelişim düzeyleri ve iletişim

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sanal Gerçeklik ve Bilişsel-Davranışçı Terapilerin Fobi Tedavisindeki Mekanizmalarının Karşılaştırılması

Sanal gerçeklik (VR) terapileri ile geleneksel bilişsel-davranışçı terapiler (BDT), fobilerin tedavisinde farklı mekanizmalar kullanarak bireylerin korkularıyla yüzleşmesini sağlar. Bu metin, bu iki yaklaşımın fobi tedavisindeki temel mekanizmalarını, işleyiş biçimlerini ve etkilerini bilimsel bir perspektiften ele alıyor. Her iki yöntemin de bireylerin korku tepkilerini azaltmada etkili olduğu bilinmektedir; ancak, bu yöntemler

OKUMAK İÇİN TIKLA

Freud’un Bilinçdışı Teorisi ve Özgür İrade: Karar Alma Süreçlerindeki Etkileri

Bilinçdışının Karar Alma Süreçlerindeki Rolü Freud’un bilinçdışı teorisi, insan zihninin karar alma süreçlerinde bilinçli kontrolün sınırlı olduğunu öne sürer. Bilinçdışı, bastırılmış arzular, anılar ve içgüdüsel dürtülerin saklandığı bir alan olarak tanımlanır. Bu alan, günlük karar alma süreçlerini etkileyen gizli bir mekanizma gibi işler. Örneğin, bir bireyin bir iş teklifini kabul

OKUMAK İÇİN TIKLA

Savaş Gazilerinde Sanat Terapisi ve Farmakoterapi: TSSB Semptomlarının Azaltılmasında Karşılaştırmalı Bir İnceleme

Travmanın İnsan Üzerindeki Etkileri Savaş, insan ruhunu derinden sarsan bir deneyimdir. Savaş gazileri, çatışma ortamlarında yaşadıkları yoğun stres ve travmatik olaylar nedeniyle Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ile sıklıkla karşı karşıya kalır. TSSB, bireyin yaşadığı travmatik olayın tekrarlayan anılar, kabuslar, kaçınma davranışları, aşırı uyarılmışlık ve duygusal uyuşukluk gibi semptomlarla kendini

OKUMAK İÇİN TIKLA

Psikoterapide Etik İkilemler ve Kant’ın Kategorik Buyruk Anlayışı

Etik İkilemlerin Psikoterapideki Yeri Psikoterapide etik ikilemler, terapistlerin mesleki uygulamalarında karşılaştıkları karmaşık durumları ifade eder. Özellikle gizlilik ve zarar önleme arasındaki çatışma, bu alanda sıkça tartışılır. Gizlilik, terapötik ilişkinin temel taşlarından biridir ve danışanın güvenini kazanmak için vazgeçilmezdir. Ancak, danışanın kendisine veya başkalarına zarar verme olasılığı ortaya çıktığında, terapist gizliliği

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sanat Terapisinin Travma Sonrası Bilinçdışına Erişim Yolları: Çok Yönlü Bir İnceleme

Kuramsal Çerçeve: Sanat Terapisinin Temel İlkeleri Sanat terapisi, bireylerin duygu, düşünce ve deneyimlerini görsel, işitsel veya kinestetik yollarla ifade etmelerine olanak tanıyan bir psikoterapi yöntemidir. Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi durumlarda, bilinçdışı süreçlere erişim, dilin sınırlamaları nedeniyle zorlaşabilir. Sanat terapisi, sözel iletişimin yetersiz kaldığı durumlarda, bireyin içsel deneyimlerini yaratıcı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sanatın Terapötik Dönüşümü: Freud’un Yüceltme Kavramı ve Çift Terapisinde Yaratıcı İfade

Freud’un Yüceltme Kavramı ve Sanatın Psişik Kökenleri Freud’un yüceltme (sublimation) kavramı, insanın bastırılmış arzularını ve içsel çatışmalarını sanatsal yaratıma dönüştürerek toplumsal olarak kabul edilebilir bir forma büründürmesini ifade eder. Bu, yalnızca bireyin kaotik dürtülerini dizginlemesi değil, aynı zamanda bu dürtüleri estetik bir düzlemde yeniden inşa etmesidir. Sanat, Freud için bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yaşamın Size Yönelttiği Sorular 

James Hollis –Yaşamın İkinci Yarısında Anlam Arayışı – Sonunda Gerçek Anlamda Nasıl Büyürüz ? Kitabından  • Yaşam yolculuğunuzda sizi buraya, şu ana getiren şey nedir? • Hangi tanrılar, güçler, aile, sosyal ortam, hakikatinizi şekillendirmiş, beslemiş veya onu kısıtlamış olabilir? • Kimin hayatını yaşıyorsunuz? • Neden her şey yolundayken bile ters

OKUMAK İÇİN TIKLA

Evrensel Sembollerin ve Kolektif Bilinçdışının Haritası

Arketiplerin KökleriCarl Gustav Jung’un arketipler teorisi, insan bilincinin derinliklerinde yatan evrensel sembollerin ve kolektif bilinçdışının bir haritasını çizer. Bu arketipler, insan deneyiminin ortak motifleri olarak, bireylerin kendilerini ve dünyayı algılama biçimlerini şekillendirir. Kahraman, bilge, ana, gölge gibi arketipler, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal anlatıların da temel taşlarıdır. Modern toplumlarda

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yapısöküm ve Evlilik Terapisinde Anlatıların Çözümlenmesi: Metinselliğin İlişkisel Dansı

Yapısökümün Felsefi Zemini ve Terapötik Potansiyeli Jacques Derrida’nın yapısöküm yaklaşımı, anlamın sabit olmadığını, her metnin içinde çelişkiler ve çoklu yorumlar barındırdığını savunur. Evlilik terapisinde bu yaklaşım, çiftlerin ilişkisel anlatılarını bir “metin” olarak ele alarak, onların söylediklerini ve söylemediklerini çözümlemek için güçlü bir metodolojik araç sunar. Çiftlerin hikayeleri, sadece kelimelerden değil,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Irvin D. Yalom: Psikoterapi bilimini edebiyatın diliyle anlatan bir filozof

?Pek yakında, belki yalnızca kırk yıl içinde, beni şahsen tanıyan en son kişi de bir daha uyanmayacağı o gizemli yolculuğa çıkacak. İşte o zaman ben gerçekten ölmüş olacağım ? yani hiçbir canlının hafızasında yaşamadığımda. Her zaman çok yaşlı birinin bir ya da daha çok insanı tanıyan en son kişi olduğunu

OKUMAK İÇİN TIKLA