Tedavi Alanı ve Hayır İşleri: Geç Antikçağdan Ortaçağa Hastalara Yardım Geleneği – Maria Conforti

Erken ortaçağ, antik şehirlerin ideal dünyasında var olmayan “yoksul” figürünün ve ona bağlı olarak, gelişmekte olan Hıristiyan doktrinine zamanla nüfuz eden, en zayıf olanlara sunulması gereken yardım olan caritas kavramının ortaya çıkışına tanık olur. Bu olguya örnek olarak, VI. yüzyıla doğru Doğu Roma İmparatorluğunda hastane kurumu ortaya çıkar; hastaneler, Batıda olduğu üzere, sadece yoksullar ve gezginler için bir bakımevi değil, teşhis ve terapi alanında yardım sunabilen, kısmen uzmanlaşmış yapılardı.

Bizans hastaneleri

Toplumun en zayıf üyelerine, dolayısıyla da hastalara sunulan yardım anlamına gelen caritas doktrininin ele alınıp uygulanması, Hıristiyanlığın yayılmasına güçlü bir katkıda bulunan yeni bir doktrindir. Antik şehirlerin ideal dünyasında var olmayan “yoksul” figürünün ortaya çıkışı ve ayrıntılı bir şekilde tanımlanması, geç antikçağın siyasi, sivil ve ekonomik kargaşasının da bir sonucu olarak, imparatorluk topraklarında yeni bir duyarlılığın hızla yayıldığını gösterir. Bu yeni doktrinlerin somutlaşması sonucu antikçağa göre bambaşka ve son derece yeni özellikler taşıyan bir kurum ortaya çıkar: Hastaneler. Batı Roma İmparatorluğuna göre daha zengin ve daha barışçıl olan Doğu Roma İmparatorluğumda VI. yüzyıldan itibaren, çeşitli din adamlarının girişimi ve imparator Justinianus’un (481?-565) resmi desteğiyle hastaneler geliştirilmeye başlar. Batıda olduğu gibi sadece yoksullar ve gezginler için basit bakımevleri olmayan Bizans hastaneleri ortaya çıkmadan önce de şehirlerde çeşitli yardım kuruluşları vardır, ama hastanelerin en azından VII. yüzyıldan itibaren var olduğuna dair kesin kanıtlar söz konusudur; aynı dönemde sinagoglara bağlı olarak ve Yahudi cemaatlerinde de benzer kurumlar olduğuna dair kanıtlar, bu modelin gördüğü rağbete işaret eder.

En azından bazı alanlarda -örneğin oftalmolojide ve kadınlar gibi bazı hasta kategorilerinde- uzmanlaşmış bölümlere ve uzman personele (hekimler, hastabakıcılar, yardımcılar ve idareciler) sahip olan hastaneler, farklı sosyal sınıflardan olan hastalarına -hatta uzun süreli yatalak hastalara- teşhis ve tedavi alanında yardım sunar. Birçok kentsel merkezde hypourgoi veya hastabakıcı sendikalarının var olması, hastanelerin, tıp alanının farklı düzeylerinde çalışanlarının profesyonelleşmesine katkıda bulunduğunu gösterir. Antikçağda hekim veya şifacılar hastayı evinde tedavi ederdi veya ofisleri olurdu. Ama bir arada bulunan hastaların tedavisi ve yoksul veya en azından devlet yardımına ihtiyacı olan hasta sınıfının tespit edilmiş olması çok önemli bir yeniliktir ve hastanelerde uzun süreli iş ve toplum içinde yükselme fırsatı bulan hekimlerin de profesyonelleşmesi açısından önemli yansımaları olur.

Hastane ve şehir

Bizans dönemine ait olup henüz yayımlanmamış olan metinler arasında, hastanelerde gerçekleşen vakalarla ilgili bilgi ve yorumlardan oluşan derlemeler vardır. Hastanelerin öğretim amacıyla kullanılması ise daha tartışmalı bir meseledir: Bazı tarihçilerin (T. S. Miller) öne sürdüğü üzere, hastanelerin ve karmaşık sistemlerinin erken ortaçağdan itibaren hekimlerin eğitiminde kullanıldığı şüpheliyse de, geç dönemde (XIII ila XV. yüzyıl) bu amaçla kullanıldıkları kesin olarak kanıtlanmıştır. Bizans hastanelerinin gelişimi ve “yoksul” sınıfının özellikleri konusunda günümüzde çok hararetli bir tarihyazımı tartışması sürmektedir; hastane kurumunun şehirlerde hem simgesel hem de gerçek anlamda önemli bir rol oynamış olduğu, ama muhtemelen kırsal bölgelerde ve başlıca kentsel merkezlerin dışında daha az bulunduğu da vurgulanan konular arasındadır. Kesin olan tek şey, Bizanslı hekimlerin sosyal açıdan ayrıcalıklı olmasa da genelde iyi bir konumda olduğu; bunun yüksek eğitim almış olmaktan ve bazı durumlarda saray çevresine yakın olmaktan kaynaklandığıdır.

Batıda ise hastaneler çok kısa bir ömre sahip olup daha çok kentsel hayattaki genel çöküşün etkisinde kalan yoksullara ve gezginlere yardım işlevini sürdürecektir. Ancak doğrusal olmasa da ve kronolojik açıdan ciddi süreksizlikler olsa da, Yakındoğu kültürlerinde ve özellikle İran’la Müslüman yönetimindeki bölgelerde hastaneler daha yaygın hale gelir.

Bkz.Bilim ve Teknik: Hıristiyanlıkta Beden, Sağlık ve Hastalıklar, s. 483; Doğuda ve Batıda Tıp, s. 488; Uygulamadan Metne: Arap Tıbbının Hocaları, s. 502

EDİTÖR
UMBERTO ECO
ORTAÇAĞ
BARBARLAR * HIRİSTlYANLAR * MÜSLÜMANLAR
Çeviri: Leyla Tonguç Basmacı
ALFA TARİH