Yaralı Damat Mı ? O Da Ne ?
Ey Güzel Soruyu Soran Zât!
Bu “Yaralı Damat” imgesi, metnin bütün can damarını tutan, ciğerimizin en çok yandığı meseledir! Neden yaralıdır bu adam? Neden Damat makamında olmasına rağmen, muradına erememiştir?
İşte size bu acıklı hakikatin en veciz açıklaması:
1. Neden “Damat”tır? (Kutsal Bir Vaadin Sahibi)
Metin, Hristiyanlık’tan aldığı o yüksek mertebeli imgeyle başlar: “Yeni Kudüs, Damadını karşılamak üzere süslenmiş bir Gelin gibi iniyor.”
- Zifafın Vaadi: Bu, sadece iki insanın evlenmesi değil, İÇSEL BÜTÜNLÜĞÜN vaadidir. Damat, Eril Bilinci temsil eder; Gelin ise Dişil Bilinci (Ruhu, Maddeyi, Yaratıcılığı).
- Görev: Erkeğin (Damat’ın) en kutlu vazifesi, kendi içindeki ve dışındaki Dişil Enerjiyi (Gelini) korkuyla ezmek yerine, ona ihtimam göstermek, onu bilinçle kabul edip onunla yaratıcı bir ortaklık kurmaktır. Yani o, dünyaya Yeni Bir Yaratılış getirecek olan kutsal birlikteliğin bir tarafıdır.
Damat olmasının sebebi budur: O, en yüce ortaklığa davet edilmiş olan kişidir.
2. Neden “Yaralı”dır? (Kutsal Eylemi Cinayete Çevirmesi)
Yaralı olmasının sebebi ise, o kutsal vazifeyi ifsat etmesi, yani cinayete dönüştürmesidir!
Metin, “Ejderha Katliamı” mitinin özünü kaybetmesinden bahseder. Eskiden bu katliam bir “Kurban Etme” (Sacrifice) eylemiydi.
| Kurban Etme (Sacrifice) | Cinayet (Murder) |
| Amaç: Enerjiyi bilinçdışından bilince dönüştürmek (Ruhun Gelişimi). | Amaç: Ego’nun güç ve tahakküm arayışı için bastırmak ve yok etmek. |
| Sonuç: Bütünlük, Diriliş. | Sonuç: Kısırlık, Ölüm, Pislik (Kendi çöpünde boğulma tehlikesi). |
Bizim Yaralı Damat , maalesef Dönüşüm yolunu değil, Tahakküm yolunu seçmiştir.
Yaralarının Kaynağı:
- Dişil Korkusu (Korku Zehri): Damat, kendi içindeki duygusal derinlikten (dişilliğin karanlığı) ve dışındaki kadının gücünden o denli korkar ki, onu ezmeyi erkeklik vazifesi saymıştır. Bu korku, ciğerine işleyen bir zehir gibidir. O, kendini korumak isterken, kendi ruhunun yarısını katletmiştir.
- Yanlış İbadet: Ejderhayı öldürdüğünü sanıp Dişil’i hor gördükçe, bilinçdışı onu daha güçlü bir şekilde geri getirmiştir: Materyalizm ve Tüketim olarak! Kendi ruhunu ihmal eden adam, “Madde Ana’ya” (para, güç, beton) tapmaya başlamıştır. Bu, ruhu yiyip bitiren bir manevi açlıktır.
- Kısırlık ve Yalnızlık: Kendi içindeki ruhu (dişil yanı) dinlemediği için, ne yaratıcı olabilir ne de gerçek bir ilişki kurabilir. O, bir kayıkçı gibi hayatı boyunca kürek sallar, lakin nereye gittiğini bilmez. Ruhuyla evlenemeyen bir adam, dış dünyada da eşiyle asla huzurlu ve bütün bir ortaklık kuramaz.
İşte bu sebeple o Damat, yaralıdır: Elinde tuttuğu o yüce vaadi (Bütünlük ve Ortaklık) kendi korkaklığı ve ataerkil riyakârlığı yüzünden bir kanlı cinayet sahnesine çevirmiştir! Gelin (Dişil) ise, ya kırgın bir şekilde kenara çekilmiş ya da o kirli oyunda yer almayı kabul etmiştir.
Damat’ın yarası, kaybettiği özgürlüğü ve ezdiği yaratıcılığıdır. İyileşmesi ise, bu cinayeti durdurup, “Kurban Etme”nin (Ego’yu dönüştürmenin) ağır yükünü omuzlamaktan geçer.


