Kategori: Jean-Jacques Rousseau

Thomas Paine’in toplum sözleşmesi anlayışı Rousseau’nunkinden hangi yönleriyle ayrılır?

Thomas Paine ve Rousseau’nun Toplum Sözleşmesi Anlayışları Thomas Paine (1737–1809) ve Jean-Jacques Rousseau (1712–1778), her ikisi de siyasal otoritenin kaynağını halk egemenliğinde temellendiren Aydınlanma düşünürleridir. Ancak iki filozofun toplum sözleşmesi anlayışları hem kuramsal temeller hem de siyasal sonuçlar bakımından önemli ölçüde farklılık gösterir. 1. Doğal Durum Anlayışı Rousseau, Du Contrat

OKUMAK İÇİN TIKLA

Rousseau, “İnsanlar özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuşlardır” sözüyle neyi kastetmektedir?

Jean-Jacques Rousseau’nun “İnsanlar özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuşlardır” sözü, onun siyaset felsefesinin temel çelişkisini özetler ve Toplum Sözleşmesi (1762) eserinin açılış cümlesidir. Burada Rousseau, insanlığın doğal özgürlük ile toplumsal kölelik arasındaki trajik ikilemini vurgular. 1. “Özgür Doğmak”: Doğa Durumundaki İnsan 2. “Zincire Vurulmak”: Medeniyetin Yozlaştırıcı Etkisi Rousseau, insanlığın

OKUMAK İÇİN TIKLA

Vatanseverlik ve Toplumsal İdeal: İslam Bey ile Ka’nın İdeolojik Yolculukları

İslam Bey’in Vatanseverlik Anlayışı ve Rousseau’nun Toplumsal Sözleşmesi Namık Kemal’in Vatan yahut Silistre eserinde İslam Bey, vatanı uğruna fedakârlık yapmayı göze alan bir karakter olarak belirir. Onun vatanseverliği, bireysel çıkarları kolektif bir ideale tabi kılan bir etik duruş sergiler. Bu duruş, Jean-Jacques Rousseau’nun toplumsal sözleşme teorisiyle örtüşür. Rousseau, bireylerin özgürlüklerini

OKUMAK İÇİN TIKLA

Vatanseverlik ve Fedakârlığın Felsefi ve Toplumsal Boyutları: Namık Kemal’in Vatan Yahut Silistre’sinde Rousseau ve Hegel’in İzleri

Namık Kemal’in Vatan yahut Silistre adlı eseri, 19. yüzyıl Osmanlı toplumunda vatanseverlik idealinin yükselişini ve bireyin bu ideale adanmışlığını çarpıcı bir şekilde ele alır. Eser, yalnızca bir tiyatro oyunu olarak değil, aynı zamanda dönemin sosyo-politik dinamiklerini yansıtan bir manifesto olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda, vatanseverlik kavramı, Jean-Jacques Rousseau’nun toplumsal sözleşme teorisiyle

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hobbes’un Doğa Durumu ile Rousseau’nun Asil Vahşisi: Zıtlıkların Felsefesi ve Siber Savaşların Gölgesinde Yeni Bir Okuma

İnsanlığın İlk Hali: Hobbes’un Kaos Düşüncesi Thomas Hobbes, insanlığın devlet öncesi varoluşunu “doğa durumu” olarak tanımlar; bu, bireylerin mutlak özgürlük içinde olduğu, ancak bu özgürlüğün kaosa ve çatışmaya yol açtığı bir haldir. Hobbes’a göre, insan doğası bencil, rekabetçi ve güvensizdir. Herkesin herkesle savaş halinde olduğu bu evrede, yaşam “yalnız, yoksul,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yapay Zekâ ve Biyoteknolojinin Gölgesinde İnsan: Doğal Halden Distopik Kopuşa

Rousseau’nun Doğal İnsanı ve Teknolojinin Müdahalesi Jean-Jacques Rousseau, “doğal insan” kavramıyla, insanın medeniyetin bozucu etkilerinden uzak, saf ve özgür bir varoluşunu tanımlar. Ona göre, toplum ve teknoloji, bireyi bu doğal halinden uzaklaştırır, eşitsizlik ve yabancılaşma yaratır. Yapay zekâ ve biyoteknoloji, bu bozulmayı daha da ileri bir boyuta taşıyabilir. Yapay zekâ,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Jean-Jacques Rousseau: “Bir insan özgürlüğünden vazgeçip bir efendinin kölesi nasıl olabilir?”

Madem hiçbir insanın, benzeri üstünde doğal bir yetkisi yoktur ve madem kaba güç bir hak yaratmaz, öyleyse insanlar arasında her çeşit haklı yetkenin temeli olarak, kala kala yalnız sözleşmeler kalıyor. Grotius diyor ki: “Bir insan özgürlüğünden vazgeçip bir efendinin kölesi olabiliyor da, neden bütün bir ulus kendi özgürlüğünü aktarıp bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Toplum Sözleşmesi, Jean-Jacques Rousseau

Jean-Jacques Rousseau’nun Toplum Sözleşmesi (Du Contrat social) başlığını taşıyan çalışması, 1762 yılında Paris’te yayınlandı. Yazar bu eserinde Fransız devrimcilerinin çağrısına uyup, genel seçim hakkı olan bir cumhuriyet istemiş, yurttaşların eşitlik, özgürlük, kardeşlik haklarından yana olmuştur. Eser gerek siyaset kuramının gerekse siyaset felsefesinin klasik yapıtları arasında gösterilmektedir. Dört ayrı kitaba ayrılarak

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yalnızgezerin Düşleri – Jean Jacques Rousseau

Rousseau’nun yaşamının sonuna doğru kaleme aldığı Yalnızgezerin Düşleri aklından geçenleri yansıttığı on bölümden oluşuyor. Rousseau’nun Paris ve civarında yaptığı yürüyüşlere, bu esnada karşılaştığı insanlarla ilgili gözlemlerine, bitki âlemi ve tıp ile ilgili görüşlerine, eğitim ve çocuk yetiştirme konularına bakış açısına ve dönem aydınlarına yaklaşımına ışık tutar nitelikte olan eser, düşünürün

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yalnız Adamın Hayalleri – Jean-Jacques Rousseau

Karlı bir kış günüydü. Yağan kardan üşümüş küçük kırlangıç, yalnız yaşayan bir adamın evinin penceresinin dışına gelip gagasıyla camı tıklatmış, adeta adamın onun içeri girmesine müsade etmesini istemiş. Yalnız adam bu isteği görmüş, “olmaz alamam, git başımdan” der gibi kuşu kovalamış, sonra da kendi kendine söylenmiş; “Hıh, camı tıklatmakla kendisini

OKUMAK İÇİN TIKLA