Kategori: Romanlar

Mucizeler Dükkânı – Jorge Amado

*Amado?nun romanının en etkileyici yanı, neredeyse tüm roman boyunca ustalıkla işlediği aydın ve akademi çevresine yaptığı eleştirilerdir. Arkanjo ve halkı bir dünya savaşına tanıklık etmiştir. Saf ırkın üstünlüğünün kabul gördüğü faşizan bir rejimde melez halkların özgürlüğüne ve halkların yozlaştırılmasına karşı bayraktar olmuştur Jorge Amado, Kandomble dinini ve bu dine mensup

OKUMAK İÇİN TIKLA

Öldürmeyen ?Ölüm? Öldürmüyor ? Canan Koçak

Bir eski Acem şairi: «Ölüm âdildir» ? diyor. ? Biliyorum, ölümün âdil olması için hayatın âdil olması lâzım, diyorsunuz… Nazım Hikmet Ve ertesi gün hiç kimse ölmedi? Sonsuza dek yaşamak, başka bir deyişle ölümsüzlük, insanların yüzyıllardır hayalini kurduğu, peşine düştüğü bir ütopyadır. Kuşkusuz ölüm, her canlı için hayatın bitişini ifade

OKUMAK İÇİN TIKLA

Pepo Kuşu – Arslan Kacar

Arslan Kacar ?Pepo Kuşu?nda, İran?da hüküm süren Kacar ailesinden iki kardeşin Elazığ Palu?ya yaptıkları göçü hikâye ediyor. 1779-1925 yılları arasında İran?da hüküm süren bir hanedanlık olan Kacarlar, Türkiye, Türkistan, Azerbaycan ve Esterâbad?ta da yaşıyor. Romanın dikkat çeken yönlerinden birinin, bu aileden Abbas Mirza ve Nasır isimli kardeşlerin göçünü, Türkiye?nin son

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir Elin Sesi Var – Anthony Burgess

İngiliz edebiyatının en verimli yazarlarından biri olan Anthony Burgess Türkçe’de daha çok Otomatik Portakal romanıyla bilinir. Anthony Burgess ‘in Bir Elin Sesi Var ( One Hand Clapping ) romanı, Roza Hakmen tarafından 1989 yılında türkçeye çevrildi. “Bu eğer şiirse, o laf şiire yakışmaz,” dedim. “Hangi laf?” dedi Howard. “O terbiyesiz

OKUMAK İÇİN TIKLA

İlk Kürtçe Roman Şivanê Kurd, (Kürt Çoban) – Erebê Şemo

“Geleneksel Kürt edebiyatın modernize etmek ve yeni anlatım biçimleriyle yeni kanallar bulmayı amaçlayan, Kürt romanının öncülerinden 1897 1978 yılları arasında yaşayan Sovyet Kürt yazarı Erebê Şemo?nun, Şivanê Kurd yani Kürt Çoban adlı romanı Kürtçenin ilk romanı olarak bilinir. 1935 yılında Erivan’da yayınlanan ilk yapıtı özelliği taşıyan bu roman çoğunlukla yazarın başından

OKUMAK İÇİN TIKLA

Lale Bahçelerinden Fransız Sokaklarına – Kemal Siyahhan

Kemal Siyahhan, yazıp – çizdiği romanı ‘Lale Bahçelerinden Fransız Sokaklarına’da, Avrupadaki yenilikleri keşfetmek için yola çıkan Osmanlı heyetinin yaşadıklarını bilinçaltındaki kahramanlar eşliğinde anlatıyor. Dünya yüzeyinde Doğu ve Batı kültürlerinin tezat tezahürlerini Türkiye’dekiler kadar içselleştiren bir topluluk daha yoktur sanırım. Buna rağmen iki medeniyetin karşılıklı olarak yarattığı bu baskı ortamından tinsel

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ve Durgun Akardı Don – Mihail Aleksandroviç Şolohov

Ve Durgun Akardı Don, Don bölgesinin destanıdır. Eser, bir Kazak ailesi ekseninde Don bölgesini ve savaşın, devrimin ve iç savaşın bölgeye yansıyışını çok yönlü, derinlemesine ama sade bir dille anlatır. Birinci ciltte Don Kazakları’nın Çar dönemindeki yaşam koşulları, gelenekleri, görenekleriyle dile getirilir. Bu cilt, nehir romanın kahramanlarını ve ruh durumlarını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yalnız Mor – Kemal Siyahhan

Kemal Siyahhan?ın kahramanları küçük dünyaları olan, çevrenin, ailenin, geleneklerin baskısıyla sindirilmiş ama büyük serüvenler, büyük aşklar, büyük ölümler özleyen kişilerdir. Kemal Siyahhan, Atmaca, Deli, Öküz ve Hayvan dergilerinde çizgi öykülerle başlayan gündelik hayatı anlatma serüvenini romanlarıyla sürdürüyor. Yeni kitabı Yalnız Mor?da babasının günlüklerini okuyarak, mahremiyetini paylaşmanın suçluluğunu duyan genç bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

‘Karanlıktaki Adam’ Yada Şu Garip Dünya Yuvarlanıp Giderken? – Canan Koçak

?Bir dakika önce hayatını yaşıyorsundur, bir dakika sonra bir de bakarsın ki savaştasın.? ?Sıradan ve tekdüze hayatından aniden koparak, çapı dört metreyi bulan, silindir bir çukura düşmüş olan adamın adı Owen Brick?tir. Genelkurmayın suikastçısı ve kurtarıcısı görevi verilmiş olan Brick, öyle bir haldedir ki, ne görevini ne de hayatına dair

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yazmak Ya da Yaşamak – Jorge Semprun

?Yazmak ya da Yaşamak?, Buchenwald toplama kampı eksenli, ancak 1937?den, 1960?lara bir İspanyol komünistinin siyasi mücadelesini gözler önüne seren bir anı-roman. 1923 doğumlu Jorge Semprun, İspanyol İç Savaşı?nın çıkmasının ardından ailesi ile birlikte Fransa?ya iltica etmek zorunda kalır. Fransa?da feslefe okurken Marksizm?e olan ilgisi artar ve Alman işgali sırasında Komünist

OKUMAK İÇİN TIKLA

Köle – Hans Kırk

17. yüzyılın sonlarına doğru Yeni Dünya?dan İspanya?ya doğru yola çıkan, altın yüklü bir İspanyol hazine gemisi… Gemide dönemin sınıfsal yelpazesinin neredeyse her renginden insan vardır. Ve hepsi bulundukları yerden bakmaktadır dünyaya. Derken bir Kızılderili köle çıkar sahneye. İlkel ve basit düşünen genç bir adamdır bu. Ama onun bu ilkel ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Küçük Anılar / Çocukluk ve İlkgençlik Anıları – José Saramago

?Küçük Anılar?ı José Saramago, yaklaşık iki yıl kadar önce kaleme almış. Anlattığı günlerden ortalama yetmiş yıl sonra. Bir insanı, seksenli yaşlarında böylesine bir berraklıkla çocukluk yıllarına götüren, pürüzsüz bir dille o yılları aktarmasına neden olan şey kitabın bir yerinde ?şimdi madalyonu çevirip öbür yüzünü gösterecek cesareti bulmam gerekiyor? sözlerinde yatıyor.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bab-ı Esrar – Ahmet Ümit

“Ahmet Ümit’ın son romanı, Bab-ı Esrar…Yaşamı, aşkı ve inancı yeniden düşünmek için? Yedi yüz yıldır çözülemeyen sır; Şems-i Tebrizi cinayeti… Yedi yüz yıldır süren bir sevda; Şems-i Tebrizi ile Mevlânâ Bab-ı Esrar sadece bir gerilim romanı değil, aynı zamanda bir sırlar kitabı. Fantastik öğeleri kullanarak çok katmanlı bir dil yaratan

OKUMAK İÇİN TIKLA

İnsan Postuna Bürünmüş Köpek – İngvar Ambjörnsen

İngvar Ambjörnsen’in 1982 yılında yayımladığı “İnsan Postuna Bürünmüş Köpek” adlı yapıtı, kalplerinde bomba taşıyan, içindeki duvarların dışına çıkamayan, başka insanların da kendisine ulaşmasına izin vermeyen insanlardaki “kötücülüğün” romanıdır… “Köpek efendi istemezdi, efendi köpeğin dünyasını yıkmasaydı eğer” diyerek zorunluluğa dönüşmüş sadakatin ikiyüzlülüğüne dikkat çeken Ambjörnsen, bu kez “köpeksi” bir insanı anlatıyor.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Duygusal Eğitim – Gustave Flaubert

1836 yılında Gustave Flaubert, 15 yaşında Trouville sahilinde, o sırada 26 yaşında olan Elisa Schlésinger ile tanıştı ve hayatı boyunca ?mesafeli bir şekilde de olsa- ona aşık kaldı. Bayan Schlésinger, Flaubert’in daha sonra kaleme alacağı Duygusal Eğitim’deki Marie Arnoux karakterinin temel ilham kaynağı oldu. 1845’te Duygusal Eğitim’in ilk taslağını bitirdi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tavandaki Kukla – Ingvar Ambjörnsen

İngvar Ambjörnsen’in Tavandaki Kukla (Dukken I Taket) adlı romanı, intikamcı bir kadının hikayesi.. Ama aynı zamanda “suç”, “ceza” ve “intikam” üzerine düşünmeye davet eden bir yeraltı kitabı.. İnsanlığın “ilkel” diye adlandırılan dönemlerde kişi sorunu kendi çözerdi. “Uygarlık”la birlikte “toplumsal sözleşmeler” yapıldı ve “ceza” verme görevini devlet üstlendi. Peki, verilen her

OKUMAK İÇİN TIKLA

Beyaz Zenciler – İngvar Ambjörnsen ‘imkansızın kıyısında öfkeli ve eğri bir hayat’

1986 yılında yayınlanan Beyaz Zenciler ile yazın hayatının en büyük başarısını yaratan İngvar Ambjörnsen bu romanında, egemen sistemin nosyonlarına isyan edenlerin, hayatın kıyısında yaşayıp bir türlü içine giremeyenlere nanik yaparak uçuruma ramak kalanların, özgürleşenlerin hüzünlü öykülerini anlatıyor. Beyaz Zenciler uyku tulumları, sırt çantaları ve bira kasalarıyla Çingene hayatı yaşayan dumancılar,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kusma Kulübü – Mehmet Eroğlu

Mehmet Eroğlu’nun medya ve popüler kültürü sert bir biçimde eleştirdiği sekizinci romanı Kusma Kulübü Şubat 2004’de yayımlandı. Eroğlu, tabiri caizse, magazin kültürünün, medyanın ve ??bu gezegenin üstündeki en tehlikeli hastalık” olarak tanımladığı zenginliğin üzerine kusuyor. Kusma Kulübü; ??Hayat mutlu olmak içinmiş! Benimki mutsuzluğuma alışmaktan ibaret” cümleleriyle başlıyor. Kitabın kahramanı Umut,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yenişehir’de Bir Öğle Vakti – Sevgi Soysal

Sevgi Soysal, 1974 Orhan Kemal Roman Ödülü’nü kazanan Yenişehir’de Bir Öğle Vakti’nde, çok boyutlu bir toplumsal kesiti sanki hiç zorlanmadan edebiyata aktarmış gibidir. Gözlemlediği alabildiğine gerçek insan portrelerini, birbirinden kopukmuş gibi duran hayatlarından alıp, zekice bir kurguyla buluşturur. Bu çerçevenin içine de, Ali, Doğan ve Olcay’dan oluşan bir üçgen kurar;

OKUMAK İÇİN TIKLA

Belleğin Kış Uykusu – Mehmet Eroğlu

“Mehmet Eroğlu ‘Belleğin Kış Uykusu’nda, tartışmak istediği sorunsalı uzun diyaloglara döküyor ve zaman zaman edebiyatla felsefe arasındaki sınırı silikleştiriyor. Yazar ortaya sarsıcı bir roman çıkarmış. Mehmet Eroğlu, yeni romanında alışılageldik hikâye yapısını değiştirmiş. Daha önce sürükleyici, hatta polisiyelerin alanına giren izlekler takip eden hikâyeleriyle tanıdığımız yazar, bu kez gerçeküstü bir

OKUMAK İÇİN TIKLA