Etiket: Behçet Çelik

Herkes Kadar – Behçet Çelik

Behçet Çelik, Herkes Kadar’da dünyalarımızın bazen birbirine ne kadar benzediğini, bazen de bu benzerlikler arasında sıkışıp kalan farklılıkların dünyamızı nasıl da bambaşka bir şeye dönüştürdüğünü anlatırken, bir yandan da arkadaşlıkta, aşkta ya da ailede, iki kişi arasında oluşan görünmez bağların hayatlarımıza dokunduğu yerlerde bıraktığı izlere ışık tutuyor. Sadece bir eyvallah

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yolun Gölgesi – Behçet Çelik “Öfkenin kırgınlıkla, açılmanın kapanmayla dansı.”

“Sırtüstü bıraktı kendisini, belli belirsiz salınan suyun hissettirdiklerinin beşik rahatlığı ya da sevgili parmaklarının ılıklığıyla alakası yoktu. Sonsuz bir belirsizlik, tuhaf bir dengesizlikti. Öfkenin kırgınlıkla, açılmanın kapanmayla dansı. Asfalttaki arabalar dalgaları değil, deniz bitmek bilmez bir yolun sarsıntısını taklit ediyordu, çocuklar sahilde kumla oynarken bile savaşı, büyükler insanı, ses de

OKUMAK İÇİN TIKLA

BEHÇET ÇELİK: “Çoğu zaman öyküler aklıma mekânlarıyla birlikte gelir” (Söyleşi: Elif Şahin Hamidi)

BEHÇET ÇELİK “Çoğu zaman öyküler aklıma mekânlarıyla birlikte gelir”  Behçet Çelik’in eski kitapları, yeni baskılarıyla tekrar okurla buluştu. Diken Ucu‘nun ikinci baskısının ardından Dünyanın Uğultusu, Gün Ortasında Arzu, Düğün Birahanesi, Herkes Kadar, Yazyalnızı ve İki Deli Derviş Can Yayınları tarafından yeniden basıldı. Sait Faik Hikâye Armağanı sahibi Behçet Çelik, sade

OKUMAK İÇİN TIKLA

Zamanıdır, Zamanı gelmenin… – Tomris Sakman, Tayfun Topraktepe

“Yeni biz söz dizimi lazım Cüneyt bana. Sıkıldım öznenin her zamanki yerinden, gizlenmesinden, saklanmasından. Varlığından ayrı, yokluğundan ayrı. Yüklemler özne olsun, sevmekler dolaşsın caddelerde, ?seviştim?ler konuşsun ?nefes almıştım?larla, hep birlikte bizi yapsınlar, biz yapsınlar. Eyleyen biz olmayalım. Bir sevişmek gelsin, bütün zamanlarda çeksin bizi, Esra?yla beni. Eylem zamanı geçti, gelmez

OKUMAK İÇİN TIKLA

2000’li Yıllarda Öykü – Behçet Çelik

1950 kuşağının öykücülüğümüzde yarattığı sıçrama genellikle iki nokta üzerinden değerlendirilir. İlki bireyin iç dünyasının öykünün odağına alınmasıdır. Uzunca bir süre ?bireycilik? olarak değerlendirilen bu yaklaşımın aslında ?bireysellik? anlamına geldiği, bireyin iç sıkıntılarını anlatan edebi yapıtların aynı zamanda toplumsal yapının iç dünyalarımızda yarattığı sarsıntı ve tahribatın bir ifadesi olabileceği zamanla anlaşılmıştır.

OKUMAK İÇİN TIKLA