Etiket: Vera Tulyakova Hikmet

‘Aman, Nazım Hikmet yoldaş, onca yıl hapiste yattığınızı okumuştum. Mahpusluktan bıkmadınız mı?’

Nikâh dairesine gidişimizi anımsıyorum. Taksiye binmiştik. Yanımızda dostumuz Tosya vardı. Nikâh dairesine vardığımızda Tosya ile ben binaya doğru ilerlerken sen taksinin parasını ödemek için kalmıştın. Arkamızdan yetiştiğinde kahkahalarla gülüyordun.

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Dervişler afallamıştı. Doğaüstü bir yaratıkmışım gibi bakıyorlardı. Sonunda, Celâleddin Rumî’nin ruhunun içime yerleştiğine karar verdiler.” Nazım Hikmet

“Kesin bir zaman veremem. Çok net hatırladığım bazı olaylar var. Örneğin, dedemin beni döne döne dans eden dervişlerin toplantısına götürüşünü çok iyi hatırlıyorum. Çok insan vardı. Belki otuz, belki elli kişi toplanmışlar, karanlıkta ellerinde küçük ateşlerle kendilerince dua ediyorlardı.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nazım Hikmet: “Stalin’e saygım tam, ama insan kendi düşünmeli! Artık biz kendimiz düşüneceğiz!”

1953 yılının Mart ayında, kalp krizinin ardından “Barviha” sanatoryumunda yattığını anlatmıştın bana. Stalin’in hastalanmasını ve ardından ölümünü, itinayla saklamışlar senden. Kötü haberin sağlığını olumsuz yönde etkileyeceğinden endişelenmişler.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Manevi kızı, Nâzım Hikmet’i anlattı: “Her somut ânı, sonuna kadar yaşardı”

65 yıl önce şair Nâzım Hikmet Türkiye’den kaçtı, Sovyetler Birliği ise onun ikinci vatanı oldu. “Türklerin Puşkin’i” olarak isimlendirilen bu romantik insanın gelişmiş sosyalizmin ülkesinde nasıl yaşadığını, Moskova Tiyatro Sanatı Enstitüsü’nden, şairin manevi kızı Prof. Anna Stepanova anlattı.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bahtiyar Ol Nâzım – Vera Tulyakova Hikmet

Vera Tulyakova Hikmet, Nâzım Hikmet?in ölümünden sonra, onunla yaptığı söyleşiler olarak nitelendirdiği bu kitabında, şairin ülkesinden ayrıldıktan sonra, 1951?de üçüncü ve son kez gittiği Sovyetler Birliği?nde, coşkulu gençlik yıllarında idealinde yarattığı sosyalizmin gerçekleştirilememesi ve yeni insan tipinin yaratılamaması karşısında yaşadığı hayal kırıklıklarını, şaşkınlıklarını, acılarını; SSCB?de XX. Kongre öncesinde ve sonrasında

OKUMAK İÇİN TIKLA