Etiket: Güney Yayınları

Oğluma Hikayeler – Yılmaz Güney

“Oğluma Hikayeler yazmayı, daha 1972’lerde, Selimiye’de düşündüm. Devrimci öze sahip bir sanatçı, oğluna devrimci bir miras bırakmalıydı. Bu konuda, başarısız, yarım, güvensiz, çeşitli çalışmalar yaptım. Özü, biçimi ve sonuçtaki tatları bir türlü doyurmadı beni. Yazdıklarımı, düşündüğüm içerik ve biçimle uzlaştıramadım. İstiyordum ki, hikayelerimi okuyan insanlar etkilensinler, düşünsünler ve değişim doğrultusunda

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hücrem – Yılmaz Güney

“Bu küçük yazı, Salpa hikayesinden önce yayınlanmak, okura cezaevi döneminde geçirdiğim değişim hakkında bir fikir vermek amacıyla yazılmıştı. Fakat “Hürriyet”te, “Selimiye” anılarını içeren bir yazı izlenimi uyandıracak biçimde duyuruldu kamuoyuna. Görüleceği üzere bu yazı, ne başlı başına bir anılar dizisidir, ne de tam anlamıyla toplumsal, siyasal görüşlerini kapsar. Hikaye de

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sanık – Yılmaz Güney

Sanık (1975), Yılmaz Güney’in “Selimiye Üçlüsü”nü oluşturan kitaplarından biri. 12 Mart döneminde opera binası ve tersane yangını olayları nedeniyle “sabotaj davası” sanığı olarak tutuklanan Yaşar Yılmaz’ın öyküsü. Bireyin yaşadığı durumlardan yola çıkarak yansıtmaya çalışıyor… Sanık, insanın dayanma, direnme gücünü, değişebilme gücünü, değişebilme durumunu, ayrıca yazarın bilinçlenme sürecini yansıtması açısından, Yılmaz

OKUMAK İÇİN TIKLA

Boynu Bükük Öldüler – Yılmaz Güney

1971’de yayımlanıp 1972 yılı Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazanan “Boynu Bükük Öldüler”, Yılmaz Güney romanları arasında kuşkusuz en başarılısıdır. Toplumsal sorunları, özellikle kırsal kesim insanlarının dramlarını anlatma eğiliminin roman yazımına egemen olduğu, Yaşar Kemal, Kemal Tahir, Orhan Kemal gibi yazarların ustalık ürünlerini verdikleri, sosyalist düşüncelerin edebi alana yayıldığı bu yıllarda

OKUMAK İÇİN TIKLA

Selimiye Mektupları – Yılmaz Güney

Sinema yönetmeni, oyuncusu, senarist ve öykü yazarı Yılmaz Güney’in Selimiye Mektupları, cezaevine girdiği 1972’den 1974?e kadar ki yazışmaları kapsamaktadır. Kitaptan Bölümler Ulaş Bardakçı 19 Şubat 1972’de öldürüldü. 17 Mart’ta ben yakalandım. Ulaş’ın ölümüyle yoğunlaşan baskılar,baskınlar,tutuklamalar, sonunda bana da ulaşacaktı; biliyordum. Yurtdışına çıkmayı hiç düşünmedim. “Kaçtı” desinler istemiyordum; yakalanmalıydım; gazeteler en

OKUMAK İÇİN TIKLA