Etiket: Ömer Erdem

İnsanın şiiri aşk

“Mesafelerin ayırdığı ama duyguların birleştirdiği iki şairin” hem edebi hem insancıl mektuplarından oluşuyor Kalp Zamanı… Ne kalır bu mektuplardaki aşkı aradan çıkarsak, geriye tam olarak ne kalır? Belki tam olarak, Celan’ın Bachmann için kurduğu şu son cümle kalır; “İyilikler diliyorum! İçtenlikle.” Böylesine siner dil ve böylesine kuraklaşıp soğur. Oysa o

OKUMAK İÇİN TIKLA

İnsanın “terbiye edilmiş kaosa” teslimi

Batma sanatı İnsanın “terbiye edilmiş kaosa” nasıl da teslim olduğunu görmek açısından çarpıcı bir kitap. İlk sayfası açılan her kitap günceldir. Ne var ki bir yandan o kitabın güncelliği ve değeri sadece edebi yetkinliği ile değil aynı zamanda işlediği ruhun sürekliliği ile de ilişkilidir. 1946’da yazılmış bir kitabın bizim için

OKUMAK İÇİN TIKLA

Domates elması

Benim gibi domatesin meyve olduğuna inananlardan mısınız? Oldum bittim itiraz etmişimdir onun sebzelerden sayılmasına. Her tür pişmiş ve kızarmış halinde ayrı bir lezzet saklayan domatesi en çok hissettiğimiz an, şöyle bir güzel kokladıktan sonra dişlediğimiz an değil midir? Hele üzerine biraz tuz ekilmiş böyle bir domatesi anlatmak için sayfalar dolusu

OKUMAK İÇİN TIKLA

?Ben dağlarına yabancı bir yolcu değilim? – Ömer Erdem

27 yaşında bir düelloda ölen Lermontov?un enerjisi, duyuşun derinliğiyle birleşiyor ve bizi Çarlık Rusyası?nın evrenine çekiyor. Lermontov?un Poemalar?ı doğa ve insanlarla dolu. Kayhan Yükseler çevirisiyle dil coşkusu da devreye girince yer yer başı dönüyor insanın bu çağlayıştan. 27 yaşında bir düelloda ölen genç şairin enerjisi, duyuşun derinliğiyle birleşiyor ve bizi

OKUMAK İÇİN TIKLA

?Farkedilebilir yokluk? gürültü

Gürültüyle özel meselem var. İlk gençliğimin hemen eşiğinde geldiğim İstanbul dipten, çok yoğun fakat kayıtsız kalınamaz şekilde gürültülü gelmişti bana. Bu öylesine bir şeydi ki koyu gri ile çürük kahverengi bir renk alacasına bürünüyor, çok uzaklarda varlığından haberdar olduğunuz cüsseli bir hayvan gibi kendi etrafında dönüyordu. Ürkütücüydü. Buna alışmak demiştim;

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tarih onun ayak izlerinde – Ömer Erdem

Zanlı, kurban, cefakâr! Çocukluğu Toroslar?da geçmiş birisi için keçi bunların da ötesindedir. Hayat kurucusu saymalı onu. Geniş bir dönüşme kapasitesine sahiptir. Eti, sütü, derisi, boynuzu, kemiği, kılı, hatta sesi başlı başına birer değerdir. Sesi dedim, bilerek dedim, Sezai Karakoç bir şiirinde, ?keçiler keçiler, İncil sesli keçiler? diye ışıtır bu sesi.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Canetti?nin hayvanları – Ömer Erdem

Bir yazarın hayvanlarına da bakarım ben. Hayvandan geçmek, hayvandan yazmak, hayvandan süzülmek diye bir şey var sonuçta. Bir yandan hayvandan çıka çıka insana varmak, bir yandan da insandan döne döne hayvana çıkmak var. Hayvansız kalmışsa bir şair, bir öykücü, bir romancı bir tiyatro yazarı sadece soyutlama kuraklığına sıkışmaz, yaratıcılığının imkânlarını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Çağdaş bir kâğıt seyahatnamesi – Ömer Erdem

Kâğıda ne olarak bakıyorsanız odur. Üşümüş birisi için vücuda sarıldığında maliyetsiz bir ısıtıcı olabilir. Manav için kese kâğıdı, bir şair için güzel tasarlanmış ve yazma şevki veren defter de olabilir. Ya da bir kalpazan için daha ötesi. İhtiyaçlar da belirler onun değerini. Kültür de. Çocukluğumda en merak ettiğim konulardan birisi,

OKUMAK İÇİN TIKLA

?İnsan, unutmada birinci? – Ömer Erdem

Yazarlığını geriye çeken karakteriyle, artist yazarlar neslinden ayrılır Büke. Eğer hayata dair bir öykü anlatıyorsa ilkin yalın bir gerçeklikle gelmeli önümüze yazar. Yöntemi ne olursa olsun, daha ilk cümlelerinden itibaren yazdıkları sanki gerçekmiş ve içimizde, yanı başımızda olup bitenlermiş duygusunu vermeli. Birdenbire bir kalabalığın içine giriverdiğimizde ya da sebepsiz bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

2011…2011… – Ömer Erdem

Edebiyatın bir zihin etkinliği olmaktan uzaklaştığı ve hızla kitle etkinliğine dönüştüğü bir yıl oldu 2011. Dolayısıyla edebiyatın kitleye etkisini değil kitlenin edebiyata etkisi konuşuldu sıklıkla. Oysa edebiyatın zihin etkinliği olması demek, her zaman edebiyat dünyasının kendi bağlamıyla toplum bağlamının kesişme noktalarının varlığını sürdürüyor olması anlamına da gelir. Edebiyatın hedefi ile

OKUMAK İÇİN TIKLA