Etiket: İnsancıl Yayınları

Kızılcık Ağacı (Kitaplar – İnsanlar – Oyunlar – Kentler) – Neşe Baştürk

Neşe Baştürk?ün yazıları okundukta şu görülür. Yazar Neşe Baştürk, ele aldığı konuyla arasına belli bir uzaklık koyar. Bunu önemsiyorum. Neden. Yazar, ele aldığı konuya belli bir uzaklıktan bakmazsa, o yazı nesnel olamaz. Burası önemli. Yazar, konuya belli bir uzaklıktan bakamazsa, yazı, neden nesnel olamıyor. Olamıyor, çünkü konuya duyguyla yaklaşıyor. Kızdığı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dünyayı Deviren Kentler (Manchester, Paris, St. Petersburg, Selanik, Varna) – Mustafa Tabak

?Çok gezen mi bilir çok okuyan mı?? Ne yalnızca çok gezen ne de yalnızca çok okuyan bilir. Bilmek için çok gezmenin yanında çok da okumak gerekir. Çünkü gezmek bir uygulamaysa okumak onun kuramıdır. Uygulama, deneme yanılmayla değil de önceki deneme yanılmaların, deneyimlerin sonucu olan kuramla gerçekleşirse daha başarılı olur. Örneğin,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yeni Gökler Bekler Seni – Baha Çıtakoğlu

?Yeni Gökler Bekler Seni? bir ilk kitap. Baha Çıtakoğlu?nun ilk kitabı damıtılmış şiirlerden oluşuyor. Yaşamdan şiir süzmek zaman alıyor. Uzun yıllar boyunca şiir yazmayı sürdüren Baha Çıtakoğlu şairlik yolunda yürümeye karar verse de kitabı yayımlansın diye acele etmedi. Şiirleri sanki zamanın içinde sınavdan geçti. Zamanın içinde birikti sözcükler. Baha Çıtakoğlu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Karganın Yolu (Felsefe – Estetik – Gezi) – Korkut Köseoğlu

‘Bu yapıtta okuyacağınız ‘Edebiyat ve İnsan’ adlı yazısının bir yerinde şöyle der, Korkut Köseoğlu. ‘Burjuvazi, bireyi koruma yalanıyla insanı iyice insansızlaştırdı’. Doğru bir saptamadır bu. Ama ben bu saptamayı değil de, bu doğruyu görebilmeyi önemsiyorum. Korkut Köseoğlu doğruyu görebilen gerçekçi bir yazardır. Böyle dönemlerde gerçekçiliğe, ekmek kadar, su kadar, gereksinmemiz

OKUMAK İÇİN TIKLA

Cengiz Gündoğdu: ?1980?den sonra roman ve öykü iyice öznelleşti? ? Söyleşi: Volkan Alıcı

Edebiyat yapıtının estetik nesne değil pazardaki bir meta sayıldığı, niteliğinden çok, satış rakamları ve yayıncıyla yazara kazandırdığı para kadar konuşulduğu bir dönemde ?yazarlık?, ülkenin ve dünyanın toplumsal, politik ve ekonomik durumundan bağımsız değerlendirilebilecek bir uğraş değil. Her toplumsal-ekonomik düzen, kendi değerlerini, ilişki biçimlerini yaratıyor ve dayatıyor. Örneğin, edebiyatta ödül lobileri,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Berrin Taş Şiirinde ?Kavga? ? Mustafa Özmen

Ne zaman bir karamsarlık çökse içime, aklıma 40 kuşağı şairleri gelir. Rıfat Ilgaz, A. Kadir, Enver Gökçe, Ömer Faruk Toprak? Bu güzel insanları düşündükçe karamsarlığım dağılır. Bu insanların yaşadığı topraklar karamsarlığa gebe olmasa gerek. Binbir yokluğa, baskıya karşın nasıl ayakta durulabileceğini gösterdiler. Hem yaşam kavgası, hem ekmek kavgası, hem sanat

OKUMAK İÇİN TIKLA

Estetik Kalkışma (Roman – Öykü Nasıl Yazılmalı, Nasıl Okunmalı) – Cengiz Gündoğdu

Bu yapıtta iki amaç güttüm. İlki, gerçeki bir roman gerçekçi bir öyküyü estetik konuma getiren öğeleri örneklerle göstermek. Ama şu bilinmeli. Gerçekçi öykü, gerçekçi roman yazmak için bunlar yeterli değildir. Yazarda gerçekliği derinden kavrama gücü, sağlıklı tür bilinci, bir de düş gücü olmalıdır. İkinci amaç okurlar için. Türkiye’de okur, bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Berrin Taş Şiirinde Aşk – Mustafa Özmen

Aşk eylemdir. Hemde insanlığın yarattığı en görkemli eylemdir. Bir yanıyla sevgidir, bir yanıyla kavga, bir yanıyla savaştır, bir yanıyla barış. Aşk doğası gereği birçok çelişkiyi içinde barındırır. Bundan ötürüdür ki, insanlık birçok tanım yapmıştır bu kavrama. Üzerine en çok düşünülen kavramlardan biri olmuş. Aşk, kimini insana, kimini tanrıya, kimini doğaya

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şiir Geleceğe Bir Gülümsemedir – Mustafa Özmen

??bir sanat eserinin meziyetini nihai ve kesin olarak belirleyen şey, onun içeriğinin değeridir.? (1) İnsanın yazılı tarihi insanın son beş bin yılını kapsıyor. Oysa yazılı olmayan tarih milyonlarca yıl önce başlıyor. İnsanın öbür türlere göre daha gelişkin olmasını Gordon Childe şöyle açıklıyor? ??eller ve beyin. Bedenlerimizi taşımak yükünden kurtulduktan sonra

OKUMAK İÇİN TIKLA

Berrin Taş Şiiri 6 – Mustafa Özmen

Soğuk bir kış günü İstanbul’da? Yollar kar, buz, trafik. Televizyonlar, radyolar, gazeteler söz birliği etmiş. ?Sokağa çıkmayın? diyorlar. Kar darbe mi yaptı acaba. ?Sokağa çıkmayın?, diyorlar yine. Hayır darbe filan yapılmadı. Uyarı verdi yine yollar, kaldırımlar, taşıtlar. Elbirliği yapmış, verdikleri açığı yamamaya çalışıyorlar. Neyin açığı bu? İnsana değer vermeyen bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Berrin Taş Şiiri 4 – Mustafa Özmen

Platon’un bilindik adalet tanımı şuydu; ?Adalet, güçlünün işine gelendir.? Günümüz adaletinin de uyguladığı budur. Bu adalet kavramı; soğuk mahkeme duvarlarını, yasaları, düzmece tutanakları, gözaltıları, hukuksuz dava süreçlerini çağrıştırır. Bu dava süreçleri ancak ?güçlünün? adalet anlayışıdır. Bu süreçler gelip geçicidir. Bir de insanlığın adalet süreçleri, adalet tanımları vardır. Bu sürecin en

OKUMAK İÇİN TIKLA

Berrin Taş Şiiri 5 – Mustafa Özmen

12 Eylül 1980 Türkiye tarihinin karanlık günlerinden biri. 12 Eylül toplumda büyük yaralar açtı. Bu yaraların bir kısmı kapandı. Bir kısmı kapanmadı. Zamana bırakıldı bu yaralar. Devrimci bir çok genç katledildi. İşkencelerden geçti. Aileler büyük acılar yaşadı. Yalnızlaştırıldı. Devrimcileri hedef alan bu darbe, hem devrimcileri hem de toplumu sindirdi. Toplumun

OKUMAK İÇİN TIKLA

Danilov Manastırı’nın Çanları – Orhan İyiler

‘Lenin’in Ülkesinde Neler Oluyor?’u yazmaya başlamadan önce 1989-1993 yılları arasında çeşitli sol dergilerde yayınlanan yazılarımı yeniden özenle gözden geçirme gereğini duydum. Birden şunu gördüm; Yalnızca bugün Lenin ülkesinde neler olup bittiğini anlamak için değil, ama 21.Yüzyıldaki büyük değişimin nasıl gerçekleştiğini ya da gerçekleştirildiğini kavramak için de Danilov Manastırı’nın Çanları’nın okunması

OKUMAK İÇİN TIKLA