Etiket: Türkiye

Arabalar Beş Kuruşa, Sabahattin Ali

“Akşam, caddelerin kalabalık zamanında, köşe başına bir kadınla bir çocuk gelirdi. Siyah bir çarşafa bürünen kadın elleriyle çarşafını yüzüne kapatır, yalnız iki siyah göz, sokağın yarı aydınlığında, parıltısız, önüne bakardı. Çocuk yanında ayakta dururken o çömelir, küçük bir çuvaldan birtakım oyuncaklar çıkarırdı: Bunlar bir değneğin ucuna takılmış bir çift tahta

OKUMAK İÇİN TIKLA

Laz Halk Masalları

Lazca konusunda birçok akademik çalışma yürütülmüştür. Bunlardan biri ünlü dilbilimci Arnoldd Çikobava’nın “Çharuni Thekstebi / Xopuri Khilokhavi” (Tiflis, 1929) adını taşıyan kitabıdır. Fransız dilbilimci Georges Dumezil 1930’ların ilk aylarında İstanbul’da Arhavili Lazlardan masallar derlemiş, bunlar 1967 senesinde Paris’te yayımlanmıştır. En kapsamlı Lazca masal derlemesi Megrel dilbilimci Guram Kharthozia tarafından yapılmıştır.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sabahattin Ali ‘nin Hayatı

Sabahattin Ali, 25 Şubat 1907’de Gümülcine’de doğdu. Eğitim hayatı 7 yaşında, Füyûzâtı Osmâniye Mektebi’nde başladı. Zabit olan babası Ali Selahattin Bey’in tayininin Çanakkale’ye çıkmasıyla birlikte ailecek taşındılar. Eğitimine Edremit İptidaî Mektebi’nde devam etti. Okulu bitirip İstanbul’a dayısının yanına dönen Sabahattin Ali bir yıl dayısıyla yaşadıktan sonra 1922-1923 ders yılında Balıkesir

OKUMAK İÇİN TIKLA

İnsanın “Ayak İzleri”, Adnan Özyalçıner

“İnsanlarımızın istediği, düşünce ve kol gücünü kullanarak kendi emeğiyle yarattığı uygarlığı, yaşamın, doğanın sunduğu değerleri eşitçe bölüşebilmek. Acılarına ortak olduğu tüm insanlarla güzellikleri, mutlulukları, iyilikleri, sevgileri de paylaşmak.” Yazarımız bu kitabında gezi izlenimlerinden yola çıkıyor. Tunceli’nin, Diyarbakır’ın, Zonguldak’ın dağlarının, nehirlerinin, yollarının güzellikleriyle bu kentlerin insanlarının, bu kentleri görmek isteyenlerin yaşadıklarını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ölümü Kapıda Bekletmek “Gönül Gözüyle 3” Afşar Timuçin

Ölümü geciktirmek de genel olarak insanların bir türlü vazgeçemediği bir tutumdur. Ölümcül hastayı, ölümün eşiğine gelmiş kişiyi acılar içinde biraz daha kıvrandırmak bencilliğimizin yani zayıflığımızın bir sonucudur. Özellikle yaşını başını almış ve gitme zamanı gelmiş insanlar için ölümü yalnızca doğanın kaçınılmaz bir buyruğu olarak görmek ve bunu zorla ileriye atarak

OKUMAK İÇİN TIKLA

Avrupa’da ve Türkiye’de Sağlık Politikaları: Reformlar, Sorunlar, Tartışmalar.

*Bir bütün olarak bu kitap, yalnızca sağlık alanındakilere değil, günümüzde Avrupa’da ve Türkiye’de sağlık politikaları konusunda gerçekten ne olup bittiğini öğrenmek isteyen herkese kapı açıyor. Kitap, 17-18 Haziran 2005 tarihlerinde Türkiye’den ve yurtdışından çeşitli uzmanların katılımıyla Boğaziçi Üniversitesinde düzenlenen çalıştayda sunulan tebliğler ve Sosyal Politika Forumu tarafından daha önce gerçekleştirilen

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aşk Bize Küstü – Yılmaz Odabaşı

“Süren insan kalitesi yozlaşmasında kir, karmaşa ve hız artık yaşadığımız. Her türden aşkın da bir tükenme durağına sevk edildiği şu atmosferde, sistemin moleküllere bölüp iğdiş ettiği duyarlılıklarımızla yeniden yüzleşmenin bir penceresi de olacaktır şiir; belleksizleşmemek, yabancılaşmamak için” Bu kitabım da, süren karmaşaya, her türden örselenmeye, küskünlüğe kendimce bir misillemedir.” Yılmaz

OKUMAK İÇİN TIKLA

Geç Bir Sonbahardı – Fırat Ceweri

(*)“Fırat Cewerî’nin ilk romanı olan “Geç Bir Sonbahardı” da yirmi sekiz yıl sonra, elli yaşında, yurduna dönüş hazırlıkları yapan, sürgün ve aidiyetini yitirmiş bir karakteri öne çıkarır. Bu da Ferda’dır. Ferda, katilin, olay mahalline dönüşü gibi, sürgün de doğup büyüdüğü zamanlara dönüş yapmak ister. Ya döner ve kırıklıklarla karşılaşırlar ya da

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kuyucaklı Yusuf – Sabahattin Ali

Sabahattin Ali’nin “Kuyucaklı Yusuf” romanı, yayınlandığı tarih olan 1937’den bu yana güncelliğini hiç kaybetmemiş ve edebiyat tarihimizde bir kilometre taşı olmuştur. “Kuyucaklı Yusuf”un önemi yalnızca başarılı bir roman olmasından ileri gelmez, öncü bir yapıt olması da ona tarihsel açıdan bir önem kazandırır; çünkü bu yapıt daha önceki Türk romanından iki

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sait Faik Abasıyanık’ ın Hayatı

“Yazı yazmam için bana çiçek, kuş özgürlüğü değil, içimdeki aşkın, deliliğin, oturmaz düşüncenin özgürlüğü lazım. Küçücük özgürlükler değil, alabildiğine yüz verilmiş bir çocuk özgürlüğü istiyordum.” (*)“Hırçınlığı vardı son zamanlarda. Birçok kişilere kızıyor, onlarla karşılaşmak, konuşmak istemiyordu. Gece yarısına doğru Beyoğlu’nda ayrıldık, o Osmanbey’e evine gitti, ben Kadıköy’e geçtim. Ertesi gün

OKUMAK İÇİN TIKLA

Orhan Kemal’in Don Kişot’u, Murtaza

Orhan Kemal, ölümsüz karakteri Murtaza ile edebiyatımıza asla silinemeyecek biçimde damgasını vurmuştur. İnsanın en çapraşık durumlarından birini kara mizahla yüklü bir dille anlatır. Otorite ile doğru kavramı arasında sıkışıp kalan, doğruculuğundan ödün vermemek için daha çözümsüz durumlara düşen, bu arada gittikçe insanı anlamaktan uzaklaşıp, salt ilkelerini savunan bireyin başına gelenlerin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Babamın Bıyıkları Yoktu, Tekin Gönenç

“…duyarsın derinlerde bir yerlerde, insanın insana bölünmesidir yalnızlık…” Tekin Gönenç 2008 yılında yayımlanan “Babamın Bıyıkları Yoktu” adlı öykü kitabı ile şiirle içi içe geçen bir yaşamdan süzülen kesitleri okurlara sunuyor. “…geçen yıl bir trafik kazasında kaybetmiş babasını. Annesi hem baba hem anne olmuş dört kardeşe. Kaş?ta zengin yazlıkçıların evlerinde çalışırmış

OKUMAK İÇİN TIKLA